Bütün maziyi ihmal etmek suretiyle aydınlık bir geleceğe yürümeyi istihdaf edenler, eldeki Türkçe çevirilere bakıp bu çevirilerde yığınla hata görünce, hangi çeviriyi tercih edeceklerini bilemez hale gelmişler, bir ayetin çevirisi, diğerinde tam aksi ile yer almış, mesela bir çeviride Babil’deki Harut ve Marut adlı meleklere ‘sihir indirildiğini’ okuyanlar, bir başka çeviride, bu meleklere ‘sihir indirilmediği’ şeklindeki bir cümleyle karşılaşmışlar, bir çeviride Hazreti Yusuf’un sözü olarak okudukları bir cümleyi, başka bir çeviride Aziz’in karısının sözü olarak okumuşlar, bir çeviride “elbiseni yıka” şeklindeki bir emrin, başka bir çeviride nasıl olup da “nefsini arındır” manasına dönüştüğünü anlayamamışlar, bir çeviride “ilimde rasih olanların müteşabihatı bilemeyecekleri” söylenirken, başka bir çeviride “bileceklerinden” söz edilmesine bir mana verememişler, kısaca bu ve benzeri misaller çoğaldıkça insanlar ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdir.