Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

En kötüsü, en acısı, en ağırı, en bağışlanmazı, adlarımızı, şanlarımızı oyduğumuz taşlarda bırakıp Arap'ın Kâbe'deki putlar kırıldığında da aynı adları taşıyan Arap adlarına kurban etmiş, Arap şalına sarmış, sarmalamış, büründürmüşüz. Çöl sarığıyla, çöl yaşmağıyla başımızı ve usumuzu bağlamışız. Çağrı ve Tuğrul kardeşlerin Dandenekan utkusunun ışığında İran topraklarında kurulan Türk Selçuklu Devleti'nin Sultan Alpaslan ve Sultan Kılıçaslan'dan sonra gelen devlet yönetimine, devletin başına Nizâmülmülk adında Fars asıllı bir vezirin gelmesiyle başlayan Fars ekininin benimsemesiyle, sultanların adı ile birlikte Türk dili de saraydan kovulmuş, yerine Fars dili devlet dili olarak gelip oturmuştur. Artık tarih, Selçuklu sultanlarının adlarını, şanlarını Alaaddin Keykubat, Gıyasettin Keyhüsrev, İzzettin Keykavus olarak yazmağa başlayacaktır. Türk bilincinden yoksun, usundan uçup giden bu şuursuz değişiklik, daha doğrusu bu yozlaşma, Türk Tarihi'ne divitinde altın ile karılmış mürekkebe değil, ziftle karılmış mürekkebe batırılan kamış kalemlerin yazdıkları kara, kapkara bir lekedir...
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.