BAŞBUG ALPASLAN TÜRKEŞ VE MİLLİYETÇİ HAREKET
Devlet Bahçeli
Rahmetli Başbuğumuz Alpaslan Türkeş Bey, tarihte örneklerine
pek sık rastlanmayan müstesna şahsiyetlerden biridir.
"Karizmatik Lider", " Bilge Lider", " Tarihi Şahsiyet " gibi sıfatlar,
muhterem liderimiz anlatmakta kullanılan başlıca sıfatlar olarak Türk
Milleti tarafından benimsenmiş ve kabul görmüştür. Tarihi geleneğimiz
açısından O'nu en iyi anlatan, tanımlayan sıfat ise "Başbuğ" olmuştur.
Türkeş bey, Türk Dünyası'nın başbuğu unvanını, sahip olduğu meziyetler
ve yerine getirdiği hizmetler açısından bakıldığında en çok hak eden
tarihi bir şahsiyettir. Bu değerlendirmeyi er ya da geç dost-düşman herkes
yapmışhr.
Başbuğumuzun bu sıfatları kazanışı ile Milliyetçi Hareket'in tarihi,
paralel bir çizgiye sahiptir. Çünkü O'nun hayah ile Türk Milliyetçiliğinin
yanın yüzyılı aşkın son dönemi tamamen özdeşleşmiş, iç içe geçmiştir.
Bilge Lider ya da tarihi şahsiyet kavramı, her şahsiyet gibi kendi
milliyetinden ve içinde yaşadığı çağdan bir şeyler alan, ama diğerlerinden
farklı olarak milletinin gelişimine, çağının akışına bir şeyler katan,
kısaca tarihe damgasını vuran insanları anlatan bir kavramdır. Bundan
sonra tarih, O şahsiyetten bir şeyler alarak O'nun fikrinin, alınterinin
izlerini taşımaya başlar.
Dünyada hiçbir büyük ve önemli bir iş, yüreği ülke sevdasıyla yanıp
tutuşmayan, hiç cefa çekmemiş ve inanmadığı şeyleri savunmuş politikacılarla
başarılmış değildir. Büyük davalar, tehlikelere ve zorluklara
cesaretle göğüs geren, ömrü boyunca yılmamış, inançlı ve azimli insanların
liderliği alhnda başlamış ve başarılmıştır.
Tarihi şahsiyetleri yada büyük liderleri ortaya çıkartan dinamikler
nelerdir? Onların ortaya çıkışları, sahip oldukları meziyetler ile tarihi
şartların buluşmasıyla mümkün olacakhr. Bu meziyetler, vasıflar nelerdir?
En başta basiret, inanç, azim, bilgi, cesaret, direnç ve kararlılık gibi
önemli özellikleri şahsiyetlerinde barındıran insanlar gerçek anlamda
lider olabilirler.
Bu insanlar, yeteneklerini, ideallerini gerçekleştirme yolunda ortaya
koymaya, yani kuvveden fiile geçirmeye başladıklarında varlılanm hissettirmiş
olurlar. Bunu takiben halk ile diyalog kurmaları ve kadrolarını
yetiştirmeleriyle birlikte ağırlıklarını ve farklılıklarını kabul ettirmeye
başlar. Artık onlar gerçek birer liderdir. Zamanla bu sıfat, gelişmelere
bağlı olarak "tarihi şahsiyet"," karizmatik lider", "önder" gibi sıfatlara
dönüşür. Kısacası, tarihi şartlar ve gelişmelerle liderlik vasıflarına sahip
insanlar bir araya geldiğinde büyük ve önemli liderler ortaya çıkar.
Rahmetli Başbuğumuzun ömrünü yanın asrı aşkın son bölümü,
Türk Milliyetçiliği Hareketinin yaşadığı sorunlarla, gelişmelerle paralel
bir seyir takip etmiştir. Hak'm rahmetine kavuştuğu son ana kadar da
davasına, yani Türk Milletine ve Türk Dünyasına hizmet etmeye devam
etmiştir. 1944 yılında zamanın siyasi iktidarının rüzgara göre yön değiştiren
zihniyetinin bir sonucu olarak uygulanan baskı ve zulümlerden
1997 yılının Nisan'ına kadar uzanan kararlı milliyetçilik mücadelesi,
hayatını ülkesine ve milletine adamışlığın çok önemli ve güzel örneklerini
ortaya koymuş olması, Başbuğumuzun siyasi kişiliğinin en kısa ve
özlü ifadesidir.
Türk Milliyetçileri 1944 girdabından yüz akıyla çıkhktan sonra
194o'lı yılların ikinci yansını ve 195o'lerin başlarını toparlanma ve
dayanışma çabalarıyla geçirmiştir. Türk Milliyetçileri ikinci hrpanı bu
dönemde Demokrat parti yönetiminden yemiştir.
İşte bütün bu olaylan ve sorunları çok iyi okuyan rahmetli liderimiz,
196o'lı yıllardaki gelişmeleri de dikkate alarak, Türk Milliyetçiliği
Hareketine yeni bir ivme ve boyut kazandırmışhr. 196o'lı yılların ikinci
yansı, Hem Türk Milliyetçiliği hem de Türk demokrasi tarihinde önemli
bir dönüm noktasıdır. Çünkü bu dönüm, Türk dünyasının Başbuğunun
ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin doğuşuna sahne olan bir dönemdir.
ı96o'lı yılların başından itibaren Türkiye'de, büyük bir çoğunluğu
Rus emperyalizminin doğrudan yada dolaylı olarak uzanhsı pozisyonunda
olan sol hareketlerin canlanışına ve hızlı bir şekilde güçlenmesine
şahit olmuştur. Buna karşılık, kendini sağcı olarak tanımlayan siyasi
partiler ve gruplar ise hem aralarında hem de içlerinde sürekli didişen
bir yapıya sahipti. Türk milliyetçilerinin hali de çeşitli dergiler ve dernekler
etrafında kümelenmiş çok dağınık, arayış psikolojisinin hakim
olduğu bir manzarayı andırıyordu.
Alpaslan Türkeş Bey'in ı964 yılında siyasete doğrudan girmesiyle
başlayıp ı969 yılında tamamlanan süreçte ise Türk Milliyetçiliği davası,
derlenip toparlanmaya, daha doktriner bir hüviyet kazanmaya
başlamış, kendi özgün ve dinamik siyasi partisine kavuşmuştur. Bu süreç
dağınık, siyasi etkinliği çok zayıf ve özgüven bunalımı yaşayan bir
camianın varlığını çok iyi gözlemleyen, Türk Milletinin yeni bir dirlik,
birlik ve kalkınma hamlesine ihtiyacı olduğunu hisseden siyasi iradenin,
inancın karalılığın ürünüdür. Yani Merhum Liderimiz Alpaslan
Türkeş'in önderliğindeki kadronun iradesinin ve çabalarının eseridir.
Kendilerinin veciz bir şekilde ifade ettiği gibi, Milliyetçi ve Ülkücü Hareket,
büyük ve güçlü Türkiye'nin mimarı olarak doğmuş ve gelişmiştir.
Türk Milliyetçiliği hareketinin yeniden yapılandırılması aşamasını,
bütün milliyetçilerin, vatanseverlerin, bütün dağınık parçaların bir
araya getirilmesi ile fikri alt yapının geliştirilmesi ve projelerin ortaya
konması aşaması izlemiştir. Tabi bütün bu aşamalar çok zorlu ve uzun
soluklu bir mücadeleyi, ilmik ilmik örülme anlamında zahmetli çabalan
ifade etmektedir. Çünkü Türk Milliyetçileri, önlerine çıkartılan bir çok
engeli aşmak, yoğun karalama kampanyalarını göğüslemek için olağan
üstü çabalar sarf etmek zorunda kalmıştır. Türk Milliyetçiliği davasının
doğrudan siyasi alana taşındığı, yani rahmetli Başbuğumuzun Cumhuriyetçi
Köylü Millet Partisi'nin genel başkanı seçildiği günden itibaren
başta faşizm olmak üzere sürekli eleştiriler yönetilmesi, Türk gençliğinin
çeşitli oyunların içine çekilmeye çalışması Milliyetçi Hareket'in
gelişimini etkilemiştir.
İşte milliyetçi-ülkücü hareket, bir taraftan bu tür karalama kampanyalarıyla
ve terör belasıyla uğraşmak, bir tarafta da dünya ve ülke
sorunlarıyla ilgilenmek, çözümler üretmek durumunda kalmış, siyasi
hayatın gereklerini yerine getirmeye çalışmıştır. Bu mücadelenin bir de
imkansızlıklar içinde yürütüldüğü düşünüldüğünde, önemli ve büyüklüğü
daha iyi anlaşılacakhr.
Milliyetçi Hareket Partisi, böyle bir zorlu mücadele geleneğine
ve olumsuzluklara rağmen, iktidar ortağı olduğu zamanlarda ülkeye
hizmet etmenin en iyi örneklerini sergilemekten de geri kalmamışhr.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki MHP, ciddiyet, çalışkanlık ve ülke
çıkarlarıyla özdeşleştirilir olmuştur. Bu dönemde, yine gençliğin yıkıcı
ve bölücü fikirlere kapılmamasında, kültürel yabancılaşma hastalığına
yakalanmamalarında kalkan işlevi görmüştür. Alpaslan Türkeş Bey'in
önderliğindeki Milliyetçi Hareket, bu tarihi görevini, genç nüfusun milli
ve manevi değerlerle donanmış idealist bir gençlik olarak yetişmesini
sağlayarak yerine getirmiştir.
Türk Milliyetçileri, ı2 Eylül ı980 sonrasındaki üç yılı kapsayan askeri
yönetim döneminde de her türlü baskıyla karşı karşıya kalmış ve
MHP kapatılmışhr. Aynı şekilde ı983 sonrasındaki parçalama teşebbüslerine
göğüs germe zorunda kalmıştır. Ancak Milliyetçi Hareket kısa
süre içinde Türkiye'nin ve Türk dünyasını tekrar parlayan yıldızı olmayı
başarmışhr.
Haksız eleştirilere karşı koyarak her sınavdan yüz akıyla çıkmak, kısacası
zorlu ama onurlu mücadele destanı yazmak, ancak hakkı ve güçlü
davalara sahip siyasi hareketlere nasip olur. Yine hiçbir siyasi hareketin,
bilge bir şahsiyete, karizmatik bir lidere sahip olmadan bu kadar
zorlu ve uzun bir mücadeleyi sürdürebilmesi mümkün değildir.
Bugün Milliyetçi Hareket Partisi dimdik ve güçlü şekilde ayakta
durmakta, Türk Milletinin yegane ümidi haline gelmiş bulunmaktadır.
Bunun sebepleri arasında, Alpaslan Türkeş gibi karizmatik ve bilge bir
lidere ve onun yetiştirdiği kadrolara sahip olması çok önemli bir yere
sahiptir. Türk Milliyetçileri, bu gerçeği hiçbir zaman unutmadan Başbuğlannın
gösterdiği büyük hedeflere doğru akıp giden kutsal yolculuklarına
yılmadan ve yorulmadan devam edeceklerdir.