İkinci kısımda beklediğimin tam tersi bir sahneyle karşılaştım maalesef. Karakterler bilardo masasında birbirine çarpıp çarpıp uzaklaşan toplar gibi dört bir yana savruldu; kimi deliğe düştü sonunda, kimi de çuhayı yıprattı durdu. Aşağı yukarı 3000 sayfa aynı karakterlerle zaman geçirince, ölümlerine sinir olma veya bundan keyif alma hakkına da sahip oluyoruz belki ama yine de şaşkınlıktan gözlerimi pörtlettim durdum okurken. Satranç tahtasında oldukça az oyuncu kaldı, Nisan ayını sabırsızlıkla bekliyorum. =)