Benim her ay yaptığım okuma listeleri, bir şekilde bozulur.Sonraki aylar için okumayı planladığım kitaplardan biri ya da daha yeni aldığım, yakın zamanda okumayı planlamadığım bir kitap göz kırpar bana.Beni oku beni oku diye. Deniz Poyraz'ın kitabı önce kitapçı raflarında göz kırptı bana bir süre.Sonrasında evde.Kitabın adı ve kapak tasarımıydı sanırım çeken.Bir öykü okuyayım bakayım, dedim.İlk öykü Pul Biber Yangını'na kendimi kaptırdım gittim.Okurken yüzümde bir gülümseme, her sahne gözümde canlanıyor.Ayrıntı veremem okuyun.Çok sevdim öyküyü. İkinci öykü Yuğ adıyla ve başındaki Thomas Bernhard epigrafı ile çok şey çağrıştırdı.Mizah yüklü ama sonrası tokat.Kanmayın sakın. Üçüncü öyküye geldiğimde biraz allak bullak oldum.Kâşif öyküsü oluyor üçüncü öykü.Yine mizah yönü yüksek sağlam bir öykü ile karşılaştım. Sonraki öykü Yara, hazmı zor bir öykü oldu benim için. Deniz Poyraz öyküleriyle, sağ gösterip sol vuruyor diyebilirim.Solo ve Fındıkların Altında öyküleri az da olsa Yara ile aldığım darbeyi hafifletmişti ki...Emine'nin Yanında Konuşulmayacak Şeyler, Milenyum'a Girince Uyandı Babaannem öyküleri çıktı karşıma.Hele bir Saliha öyküsü var ki...Kitabın benim için unutulmayacak öyküsü kesinlikle bu öyküdür.On öyküden oluşan kitabın son öyküsü Mahalle. Deniz Poyraz 1991 doğumlu, gencecik bir yazar.Emine'nin Yanında Konuşulmayacak Şeyler bir ilk kitap.İlk kitap olduğuna sakın aldanmayın.Uzun zamandır bu kadar güçlü öyküler okumamıştım.Dil oyunları, belirsiz sonlar beklemeyin.Artık açıkçası sıkıldım, anlaşılmamayı yüksek edebiyat sanan metinlerden.Başı sonu belli, yaşayan yaşatan öyküler bunlar.Takipçisiyim bundan böyle Deniz Poyraz'ın.Yolu açık olsun.Kesinlikle tavsiye ederim.

Emine'nin Yanında Konuşulmayacak ŞeylerDeniz Poyraz · İletişim Yayınları · 2018273 okunma

·

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özlem Akbaş