Sözün kalpten çıkarak kalbe koştuğu, anlatımların dinleyicilere aktarılan samimi ortamlarda kendiliğinden cereyan ettiği yani ilim sahiplerinin ilimlerinin kesbi olmakla beraber vehbi de olduğu, kağıda işlenmeden, besmele çekilerek başlanmış konuşmalarla yüreklere işlenerek taşınan hâle ‘’sözlü kültür’’ demişiz.
Aşık Yunuslar, Gevheriler,