Ablası ile nehir kenarında otururken Alice'in şapkalı, eldivenli ve saatli bir tavşanı takip etmesi ile başlar kitap. Daha sonra ise başına çeşitli olayların gelmesi ile devam eder.
Küçükken okuduğumda masalımsı bir tat bırakmıştı bana bu kitap ama bir yetişkin gözüyle baktığımda ne kadar da felsefikmiş diyebiliyorum. Dönemin İngiltere'sine eleştiri var kitapta. Bir de kendini bile anlamayan, anlamak için sürekli sorular soran bir kız. Kimsin? sorusuna hep aynı yanıtı veriyor. '' BİLMİYORUM ''. Hiç bilmediği olağanüstü bir diyarda her şeyi sorgularken kendini sorgulamaktan da geri kalmıyor Alice. Tıpkı filozoflar gibi.
Çocuk kitabı mı derseniz bence kesinlikle değil. Evet çocuklara inanılmaz bir hayal dünyası sunuyor olabilir ama verdiği mesajlar açışından kesinlikle yetişkinlere hitap ediyor.