Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Muazzam bir anlatım
Görüyorsunuz ya işte elimde bu kadar para kaldı." dedi Vera Pavlovna, sözüne devam ederek. "Şimdi bu parayı nasıl kullanalım? Ben bu atölyeyi açarken el emeği sayesinde kazanılan paranın tekrar bu emek sahiplerine dönmesi en birinci amacımdı. Bunun için bu parayı aranızda paylaştırıyorum. Ilk paylaşmada herkes ayrı ayrı, eşit olarak payını alacak. Daha sonra işin kendisi, paylaşmanın hangi biçiminin çıkarımıza daha uygun olacağını gösterecektir." Ve bunu söylerken, parayı terziler arasında bölüştürdü. Terzi kızlar bir süre şaşkınlıktan donakaldılar, sonra teşekkür etmeye başladılar. Vera Pavlovna dinlemek istememekle birlikte onları kırmamak için yeteri kadar, aldıkları paradan dolayı teşekkürlerini dinledi, çünkü dinlememek, onların düşüncelerine ve kendisine karşı duydukları sempatiye saygısızlık olacaktı. Sonra konuşmasını sürdürdü: Şimdiyse sizlerle, ileride de konuşmak zorunda kalacağım en güç anlaşılır konuya değineceğim, bilmem size düşündüklerimi doğru dürüst anlatabilir miyim? Ne olursa olsun, sizlerle bunları da konuşmak zorundayım. Atölyeden bana hiç kâr kalmazsa ne diye bir atölye kurayım ve kazancı kendime saklamayayım? Bildiğiniz gibi, Kocamla oldukça iyi geçiniyoruz. Zengin değiliz ama her şeyimiz var. Eksiğim olsaydı, bunu kocama bildirmem yetecekti, hatta iletmeme gerek bile kalmayacaktı, çünkü kocam kesinlikle bana para gerektiğini görecek ve bu parayı bana sağlayabilecek. Oysa kendisi de şimdi kâr getiren işlere bakmıyor, o yalnız hoşlandığı işlerle uğraşıyor. Ama biliyorsunuz, biz birbirimizi çok severiz. Bu nedenle, parası az olsaydı, bugünkü işinden bir iş tutardı; bunları yaratmak onun için işten bile değildir, çünkü Kocam zeki ve becerikli bir insandır, artık onu sizler de Az çok tanıdınız. Bunu yapmıyorsa, elimizdeki para bize yetiyor demektir. Çünkü ben para canlısı değilim. Biliyorsunuz, insanların çeşitli eğilimleri, hevesleri vardır. Kimisi balolara bayılır, kimisi şık giyinmek ister, kimisi kumarı sever ve bütün bu insanlar hevesleri uğruna bazen son meteliğini de vermeye hazırdırlar. Hatta onlar arasından çok kimse iflas eder, varını yoğunu kaybeder, buna kimse şaşmaz, çünkü onlar için bu alışkanlıkları paradan daha değerlidir. Benim hevesim ise, sizlerle kurmak istediğim bu iştir. Yalnız şu var ki bu hevesim için para harcamak şöyle dursun, üstelik kârım da oluyor. Ama ben bu işten kendime kâr beklemiyorum, seve seve, kendime bir çıkar sağlamadan da bu işi sürdürmeye hazırım. Bunda şaşılacak bir şey görmüyorum. Alışkanlıktan, hevesten hiç kâr beklenir mi? Üstelik de herkes zevkini tatmin etmek için dünyanın parasını harcar. Bense bunu yapmıyorum, para harcamıyorum. Demek ki başka hevesliler, müptelalar yanında ben çok daha avantajlı bir durumdayım. Çünkü hem zevkimi tatmin ediyorum, hem de bundan zarar görmüyorum. Oysa başkaları heves ve zevkleri uğrunda elinde avucunda ne varsa harcarlar. Peki, bu hevesim nasıl doğdu ve neden ileri geldi? Anlatayım. İyi yürekli ve zeki kimseler, dünyada herkesin, hep birlikte iyi yaşaması gerektiğini kitaplarında yazdılar. En önemlisi, onların düşüncelerine göre bir imalathane, bir atölye kurulacaksa, yeni bir düzene göre kurulmalı. İşte gereken düzeni sizlerle kurmayı başarır mıyız? Bunu merak ediyorum, bunu görmek istiyorum. Örneğin, bir başkasının güzel bir ev yaptırmak, daha başkasının güzel bir bahçe kurmak, serde çiçek yetiştirmek ve bunu yaptıktan sonra kendi emeğinin ürününe bakıp, iyi sonuç verdiğine sevinmek istediği gibi... İşte, en iyi bir terzi atölyesi kurup sevinçten gönlüm coşarak, onun iyi işlediğini görmek isterim. Elbette, şimdi yaptığım gibi, sizlere her ay sağladığınız kârı vermekle de yetinebilirdim ve bu da dürüstçe bir hareket olurdu. Ama çok akıllı insanlar diyorlar ki işi daha da mükemmel bir hale getirmek mümkündür. Öyle ki hem kâr artabilir, hem de bu kârın işletilmesi daha da büyük çıkarlar sağlayabilir. Diyorlar ki, bu şekilde kusursuz bir iş kurulabilir. Bakalım nasıl olacak. Ben size yavaş yavaş, akıllı insanların dediklerine göre, daha neler yapmanın mümkün olduğunu anlatmaya çalışacağım. Ama siz kendiniz de işinize göz kulak olacaksınız ve daha mükemmel bir şekil bulursanız, bunu da deneyeceğiz. Ama bunu birden yapamayız, yavaş yavaş, elimizdeki imkânlara göre hareket edeceğiz. Ancak şunu açıklamak istiyorum, siz olmadan ve sizin görüşünüzü almadan hiçbir yeniliğe girişmeyeceğim. Akıllı insanların dediklerine bakılırsa, çok iyi sonuç veren işler, ancak insanların bizzat istedikleri, seve seve yaptıkları işlerdir. Ben de böyle düşünüyorum. Demek ki şimdiden yeni düzenden korkmanız gereksiz olur, şimdilik her şey eski düzendeki gibi yürüyecek, olsa olsa siz kendiniz bu eski düzeni değiştirmek isterseniz, işler değişecektir. Ama sizin arzunuz olmadan hiçbir şey yapılmayacaktır."
··
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.