Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Bazı şeyler nerede, nasıl başlar ve nasıl biter anlamazsınız, sorarlar sana nasıl oldu, anlatacak pek de bir şey bulamazsınız peki öyle ise anlatacak bir şey yoksa neden bir kitap bu kadar içinizde yer edebilir? Bir dostumun dediği gibi gerçekten bu kitabı okuyan herkes kendini tutunamayan mı sanar, yoksa tutunamayan herkes bu kitabı mı okur? Bir de bunun tam ortasında olan insanlar vardır, her şeye rağmen umut edenler, bu kez olacak diyenler ama her seferinde yere çakılanlar. Bir daha, bir daha deneyenler. “Bir tek tasarım var, o da delirmek.” diyen Dosto gibi delirmek isteyenler ama beceremeyenler, ölmek isteyenler ama yapamayanlar hele yaşamayı hiç beceremeyenler, aradakiler işte. Belki de gerçek tutunamayan onlardır, kim bilir. “Bu kitap ne ciddi kavgaların ne büyük ve yaygın sıkıntıların ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır. “ demiştir Oğuz Atay. O zaman mustarip ruhumun bolca iç çektiği şu günlerde iyi ki okumuşum. Bazı ruhlar yazar Onun gibi, hayal dünyası geniştir, Turgut’lar, Selim Işık’lar, Süleyman Kargı’lar, Günseli’ler ve Olric’ler vardır, iç çekişlerini onlarla paylaşır. Bazıları da benim gibi onları okur sadece, oradan hep kendine paylar çıkarır. Ne eksik ne fazla bu benim der. Çünkü biz insanların, kederleri, hayal kırıklıkları, tükenmişlikleri, delirmek istemeleri, bazen bir hiç olmak istemeleri, mutlu olmak istemeleri, ölene kadar bu çaba içinde olup mutlu olmamaları, sevmeleri, terk edilmeleri, yalnızlıkları üç aşağı beş yukarı aynıdır. Herkes kendini farklı özel zanneder, acısı diğerinden fazla zanneder ama aslında acılar benzerdir ve herkes kendi acısı ve yalnızlığı içinde boğulur. Kitapta farklı isimlerde farklı karakterler olsa da benim için hepsi tek kişiydi, Selim de, Turgut da, Olric de aynıydı. Bir insan nasıl ki tüm duyguları barındırıyorsa, Selim ölüm ve gerçekliği, Turgut arada kalmış duyguları, Olric umudu ve gerçekleri alaya almanın temsilcisiydi. En hüzünlü hikayeyi anlatırken bile mizah ve ironiyi kullanım şekline hayran oluyorsunuz okurken. Bu kitabı çoğu gibi ben de yıllar önce okumayı denedim ve başaramadım, bugün okuduğumda ise hiç bitmesin istedim. Ciddi anlamda bitmesinden korktum, bittikten sonra tekrar okumayı düşündüm, sonundaki üç sayfalık mektubu okumak için iki gün bekledim. Fakat her şeyin bir sonu olduğu gibi bu da bitti. Peki yıllar önce okuyamayıp şuan okumamın nedeni neydi? Sanırım Oğuzcum Atay okuyabilmek için belli bir olgunluğa erişmek ve yazarın söylediği gibi mustarip bir ruha sahip olmak gerekiyor. Eğer kitabı okumak istiyor ama okuyamadıysanız hiç ısrarcı olmayın, vakti gelmemiştir. “Beni de al Selim; ölümden, unutulmaktan öteye götür. Birlikte tutunamayalım.” diyor Turgut kitabın sonlarına doğru. Ne güzel diyor… Tutunamayan olduğunu düşünen herkese sevgilerimle...
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,9bin okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.