Öncelikle kitap hakkındaki genel fikrimi bir öz olarak söyleyecek olursam; bildiğim, aşina olduğum olayları, kişileri yeniden yaratma fikrini heyecan verici buldum. Tarihi kişileri, mekânları kurgusal bir dünyada izlemek hem içinde sıkıştığımız gerçek dünyayı hem de değiştirmek isteyip dokunamadığımız geçmişi ve onun içindeki kişileri benim için daha çekilir hale getirdi. Kültürel değerlerimizin ve coğrafyamıza dair eski inançlarımızın fantastik bir maceraya konu olması sevindirici. Türün edebiyatımızdaki gelişmesine böyle adımlar vesile oluyor. Bu açıdan sevindirici bulduğum Kaosun Kalbi, yer yer hakim olan iç karmaşasıyla, ana karakterimiz Tibet’in dramatik davranışlarıyla beklentimi bir parça karşılıksız bıraktı.
Kitabın ilk cümlesi beni Kafka’nın (fikrimce) hayranlık uyandıran kurguya sahip olan kitabı Dönüşüm’ün ilk cümlesine, Gregor Samsa’nın şaşkınlığına götürdü. Sarıdoğan’ın, “Sultan Süleyman bir gece bunaltıcı düşlerinden uyandığında karşısında devcileyin bir evliya buldu,” sözleriyle başlattığı macera, Dönüşüm’e soluk bir işaret bırakıyor: “Gregor Samsa, bir sabah, korkulu bir rüyadan uyanınca yatağının içinde kendini korkunç bir hamam böceği olarak buldu,” “Dönüşüm” kelimesini bir tema olarak benimseyip tarihi dönüştürdüğüne, değiştirdiğine dair teorilerimi bir kenara bırakmam gerek.
Elif Şeyda Doğan
İncelemenin tamamı: kayiprihtim.com/inceleme/kaosun...
Kaosun KalbiKoray Sarıdoğan · Portakal Kitap Yayınları · 202031 okunma