"Bir güzellik yap bu ülkeye,
Saçın hep dağınık kalsın yüzümde Epilya..."
Bu muhteşem dizeyle başlayan eser, henüz daha kapağı açar açmaz okuru hoş bir edayla kendisine bağlamaya başlıyor.
Şairin şiir dünyasına doğru ilerledikçe eserin baş karakteri olan Epilya karakterine şiir sanatından şu satırlar dökülüyor;
"Telaşla sana uyandığım her sabah,
yüzümü yatakta unutuyorum Epilya..."
Şairimiz sadece Epilya karakterine değil yaşamış olduğu coğrafyanın da birçok sorununa şiiriyle ayna tutuyor;
"Koynunda büyüttüğün kitaplar
göz kapaklarını birer muhafız alayı gibi savunsa da.
ben yenilgiyi çoktan kabullendim,
bu ölü coğrafyada
bölünen hiçbir çığlık, sesimin iç kıyımını önlemiyor."
Buna benzer olarak;
"Bugün bilmem kaç aralık,
manşetlerin bel altına düşen,
Roboski'de kaderime yağan,
bomba sayısını oku.
Orada,
kaç peygamberin ismini
görürsen,
ihbar et onları!
Ve beni herhangi bir
ULU-dereli
anneye bağışla bugün..."
Şair sadece kendi coğrafyasından değil diyar diyar gezerek birçok ideolojik görüşe de atıfta bulunuyor;
"Ah devletim!
sen bu spastik ideolojinle
bunca cinayet listesinin
lisansını
ne çok hak etmişsin.
Unuttum,
utandım,
şimdi sadece yokum..."
Bir dizesinde de şunu demişti;
"ve ben gülmekten ölürsem
bunu yalnızca adres değişikliği say..."
Umarım yeni adresinde mutlusundur ey şair...
Seni sevgi, minnet ve rahmetle anıyorum.
Mekanın cennet olsun...