Görüldüğü gibi Osmanlı adalet sistemi, zengin bir saray ağasınin ömrünü uzatmak için başka birisinin hayatından yedi yılı ona aktarmaya bile kalkışmıştır. Bu işe tanıklar huzurunda tutanak düzenleyerek resmi bir biçim bile verebilmektedir. Bu tür akıl almaz
işlemleri onaylayan kadılar da kendilerini şeriata dayanmış gibi göstermişlerdir. Bu yolla şeriat dedikleri İslam hukukunu kullanarak maddi çıkar sağlamışlardır.
Bu cehalet ortamında, dinin bu kadar istismar edildiği ve yozlaştırıldığı koşullarda Osmanlı Devleti'nin ayakta kalabilmesi ise askeri gücün halkı baskı altında tutmasıyla mümkün olabilmiştir. Bu baskı
ve acımasız soygun yüzünden Anadolu yoksullaşmış ve bu topraklarda görülen uygarlık pırıltısı da sönüp gitmiştir. Osmanlı'nın ilkel sömürü sistemi, Mustafa Kemal'in ortaya çıkıp bu çağdışı düzene son vermesine kadar sürmüştür.