Bu kitap; kimisi yurtdışında eğitim görürken, milli mücadeleye katılmak için, yurda giden düşman gemilerinin depolarına gizlice girip vatanına dönen, kimisi bu ülkede yıllarca bakanlık, başbakanlık yapmasına rağmen kira evinde ölen ve kimisi öldüğünde cebinde 5 lirası olup da üzüntüsü milletine yeterince hizmet edemeyişi olan bu insanları layıkıyla tanımadığımı farkettirip utandırdı.
Cumhuriyetin Üç Fedaisi; bugün hakettikleri şekilde tanınmayıp, unutturulsalarda cumhuriyeti kuran ve onu yaşatan bu devrimci ruhlu fedailerin emeklerinin karşılığı olarak her Türk’ün vefa borcu olmalı onları öğrenmek, fikirlerini anlamak ve ideal edinmiş oldukları demokratik, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti gayesi için çabalamak.
Yazar da dönemin en entellektüel, en donanımlı kadrosundan olan bu insanların -kurdukları laik cumhuriyete düşmanlıklarından dolayı her türlü karalamayı yapan- kin dolu, karşı devrimcilere ve cumhuriyet düşmanlarına karşı hakklarını müdafaa ediyor. Kitap bu müdafaa sırasında sık sık tekrarlara düşüyor ve bu durum zaman zaman kitabı sıkıcılaştırıyor ancak sanıyorumki yazar bu bilgileri okurlarının kafasına çakarcasına öğretmek amacıyla bilinçli yapıyor. Aksi halde aynı metinlerin yazarın ve editörlerin gözünden kaçıp bir çok kere tekrar etmesini açıklayamayız.