Suç, toplumsal bir fenomendir, bireysel değil. Ama "suçlu" denilen ve cezalandırılan bir bireydir. Burada toplumsal olan bir şey, bir kişinin üstüne yıkılmıştır. Türkçenin "kader kurbanı" deyimi, bu durumu çok iyi açıklıyor. Burada "kader", "toplum"un mitselleştirilmiş biçiminden başka bir şey değildir. Suç ve cezanın toplumsal olarak görüldüğü "ilkel" topluluklar mı, yoksa toplumsal olanı bireye ödeten biz "uygarlar"mı daha doğru düşünür?