Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
2/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Evet sonunda bitti ve ben bu kitaba yalnızca 2 puan verdim. Neden? Nihan Kaya bu kitabını yazmış olmak için yazmış bence, İyi Aile Yoktur kitabının ardından tabiri caizse hemen patlatayım bir tane daha demiş olsa gerek. Çünkü kitap bir oradan bir buradan... Öncelikle yine bu kitabında da farklı yazarlardan sınırsız alıntı var ve bu inanilmaz rahatsız edici. Aynı zamanda yine sıklıkla kendine ait diğer kitaplarının reklamı var şu şu kitabımda bundan bahsetmiştim vs gibi. Bakın bu bir kitap, özgün bir kitap. Röportaj vermiyoruz ki diğer eserlerimizden bu kadar bahsedelim. Kendi tercihi tabi saygı duymak gerek ama eğer ben okuyucuysam bundan rahatsız olduğumu dile getirmeliyim. Alıntılar zaten yeter dedirtiyor, derleme yapmış resmen. Hayır, eğer istersek Kurtlarla Koşan Kadınlar'ı okurduk mesela, ama biz bu kitabı tercih etmişiz niçin bu kadar alıntı var. Ya da niçin Alice Miller bu kadar fazla geçiyor, bakın bunlar çok yorucuydu. Sahiden yoruldum bitsin diye okudum. Dini propaganda çok fazlaydı. Üzgünüm ama bazı cümleler ağzımızdan çıkarken önce bir kendimize bakmalıyız bu bizim haddimize mi diye. Kitabın dili o kadar sivri ki ben az önce bitirdim ve incelememi yazarken inanın yumuşak olamıyorum, gerildim sahiden. Kitapta inançlar ile ilgili fazla bilgi var ama bu bilgilerin gerçekliği tartışılır çünkü yazar hanım kızımızın unvanları arasında inanç ile ilgili bir şey yok, bir yerlerden duymuş yazmış. Bakın dinler inançlar bu kadar her önüne gelenin üzerine yorum yapabileceği şeyler değildir. Kitapta saygı falan bahsederken ne hikmetse kendi bu konularda hiç saygılı olmamış. Şimdi sormak istiyorum hanginizin anneannesi belki hatta annesi teyzesi ev hanımı değildi? Çalışan kadınlar bir evin hanımı olamazlar mi veya. Kitapta ev hanimligina dair oyle karalamalar var ki inanın ben okurken anneannemden annemden kendimden utandım. Yazık yani. Bir bölümde özellikle çok dikkatimi çekti kitap yazdığı için evi temizleyemiyormus da temizlikçi çağırmış da temizlikçi onu kitap yazıp evi pis bıraktığı için küçümsemis de falan filan yazarken cümleleri öyle bir sıralamış ki aslında o temizlikçi hanımefendiyi küçümsüyor. Yazık dedim. Sen kitap yazıyorsun halka hizmet ediyorsun o da senin evini temizliyor sana hizmet ediyor aranızda hiçbir fark yok. Sekreter telefon açıyor para kazanıyor diye onu göklere çıkaran bu zihniyet evinin telefonunu açtı diye ev hanımını ezikliyor bakın ben bunu anlamıyorum. Bu tip tartışmalara kapalıyım ama bu kitap halka çok hakaret içeriyor. Lisans mezunu yüksek lisansı yarıda bırakmis bir beyaz yakalı olarak insanların kitap yazmak uğruna böyle kalp kirmalarina gönlüm razı gelmiyor. Naif olalım. Lütfen naif olalım. İnsanların toplu vaziyette yemek yemeleri bile yazarımızı rahatsız ediyor. Çünkü kadın üretici olacak, üretici olmak uğruna hop hop ağzına tıkıştıracak yemekleri hemen işine geri koşacak. Bakın ilk kitapta iyi ebeveyn olalım derken burada çocuk kesinlikle yok sayılıp hemen yiyin kalkın ailece yemek ayini yapmayın sofraya tapınmayın falan diyor. Yemek ailedir, sofra neşedir. Ailece yemek yemek, önce büyüğün başlaması bunlar çok küçük detaylar bunlara takılırsak asla mutlu olamayız. Şunu dese tamam çocuklar ayrı yerde yemesin hep beraber sofraya oturulsun ayrım olmasın, evet haklı derim ama buna değinmemis de gitmiş sofra adabımiza takılmış. Ya bilemiyorum benim içim şişti. Sevgili Çerkezler eşlerine isimleriyle hitap etmezlermis Ahmet'in babası derlermiş mesela. Buna bile neler neler yazmış yazarımız. Ama günümüz gençleri ismiyle değil de aşkitoşkom deyince ay ne tatlı oluyor değil mi. Bırakalım bu işleri, insanların kültürlerine geleneklerine bu kadar burnumuzu sokmayalim. Nice aileler tanıyorum yalnızca kalbi kırıldığında eşine ismiyle hitap eden yoksa hep sevgi sözcüğü kullanan. Alışkanlıktır bu bir yerde. Ne yani Çerkezler de buna alışmış yahu kime ne? Çok feminist düşünceler mevcut kitapta. Ve kitap tamamen kadınlara yazılmış, istemeden kadını ötekileştirmiş hatta. (not: çok feminist derken feministi çok feminist az feminist diye nitelendirmiyorum, feminizm içeren sayıca çok düşünceler mevcut diyorum) Her şeyi de cinselliğe bağlamış desem abartmış olmam. Ben bu kitapta yazarın kendi sorunlarını yansıttığını düşünmek istiyorum zira bu kitap başka türlü yazılamaz. Tavsiye etmiyorum, eğer kimse kırılmayacaksa (ki bu kitapta ülkenin üç çeyreğini kırmış kendisi) ben bu kitabı zaman israfı olarak görüyorum. İsteyen Alice Miller alıntıları okumak yerine Alice Miller'ın kendisini okusun efendim. ‌
İyi Toplum Yoktur
İyi Toplum YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20192,976 okunma
··
1 artı 1'leme
·
3.696 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.