Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kendini Sev
İstemeden doğduk istemeden öleceğiz. Yakınlarımız bizden önce ölecek. Belki dedeleriniz, anneanneleriniz öldü bile. Ya da ablanız, abiniz. Babalarımız, annelerimiz bizden önce ölecekler belki. Doğa karşısında çaresiziz, toplum karşısında çaresiziz. Kendimizi mutlu etmekten başka bir çaremiz yok. Kendimizi doğru anlamaktan başka çaremiz yok. İçimize gömdüğümüz kaleyi yıkmalıyız. Ya da doğru keşfetmeliyiz. Her köşesini anlamak için çaba sarf etmeliyiz, temizlemeliyiz. Tutsaklıklar kalesini yıkmalı kendimizi bir birey olarak görmeye başlamalıyız acilen. Kendi istediğimiz için yapmalıyız bazı şeyleri. Kendi istediğimiz için sevmeliyiz, kendi istediğimiz için ölmeliyiz. Karşımızdakinin de bir birey olduğunu unutmadan. Onun benliğine saygı duyarak. Bunları anlamam 15 yıllık çocukluğumu çıkardığımda 8 senemi aldı. Okuduğum kitaplar beni sadece edebi anlamda geliştirmiş. Hayata bakış açım Drogo’nun içinde bulunduğu sınırlı bir yer kaplayan kale gibi olmuş hep. Dar ve batık. Kitabı bitirdiğimde içimdeki kalenin gücünü hissettim. Beni esir aldığını yeni anlamıştım. Kölesi olmuşum her zaman. Kaleden çıkmak için kendime bir itki oluşturamadığımdan başkasından bekledim. Şimdi kendimle yüzleşerek kaleyi taş taş yıkıyorum. Yıkmak için çok beklemişim fakat hiçbir zaman geç değil. Ölüm kapıya dayansa bile geç değil. İliklerimde özgürlük hissediyorum. Şimdi sevgiye daha çok inanıyorum. Oysa hep anladığımı sanardım. Korkmak ya da çekinmek değilmiş sevgi, karşımdaki insanı kendine özgü bireyselliğiyle sevebilmekmiş. Bununla da mutlu olabiliyor insan ama olumsuz şeylere gözünü kapatabiliyormuş. Bitti, artık ışığa yönelmenin, gülüşü gülüşe katmanın zamanı. Tatar Çölü’nün etkisini yeni anlıyorum. İnsan neden geç anlayan bir yaratıktır ki? Şimdi kalemime daha çok güveniyorum. Sınırlamıyorum kendimi, aklım ne söylüyorsa karman çorman dinlemeden yazıyorum. Duygularım daha güçlü. Üzerimdeki hasta toprağının dökülmesi beni hafifleştiriyor. Şimdi güzel dediğim şeyler daha güzel. Bunlar artık bana yanılgı olarak gelmiyor. Hayatta iyiyle kötüde bir arada. Ama artık kötünün elini bırakma zamanı. Elimdekileri kendime döndürmenin, hala benden bir şeyler olabileceğini gösterme zamanı. Hala güzel zamanlara, bireyselliğe, anlamaya olan inançları düzeltme zamanı. Zaman sevme ve sevgiye olan inancı yenileme zamanı. Tatar Çölü’ne bakan kale yıkılıyor. Yıkılmanın durmasına, kalenin orada bir parçasının kalmasına izin vermiyorum. İzin vermeyin. Yıkın kaleleri. Çıkın kendi karanlığınızda boğulurken başkalarına ışık saçamamaktan. Hayır, bayım kabul etmiyorum bunlar göstermelik duygular değil. Değil asla. Bırak içimdeki kale beni artık. Yeterince boş çöllere baktım. Artık çölden kaçma vakti, umutları yeşertme ve soldurmama vakti. Sevgime güveniyorum, sevginin sevmekten ibaret olmadığını anlıyorum. Severken öldürmenin ne olduğunu anlıyorum, artık yaşam pınarları canlanıyor, sevgi sulayacaklar. Kendime akıyorum. Kendim olduğunu hissediyorum. Zannettiğim kişi olmadığı anlıyorum. Hayır bayım hayır. Gösteriş değil bunlar. Bağımlısın sen. Artık ben sen değilim. Kendime bağlıyım. Seviyorum ve yalnız değilim, insanlara beni anlamları için fırsat ver artık. Çık, kır o kabuğu. Umutları anlamına büründür. Seviyorum ve yalnız değilim. Seviyorum ve kimse yalnız değil. Bunlar sadece yıkılan kalenin ilk taşları.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
··
180 görüntüleme
Ben Mero okurunun profil resmi
Kitap yorumlarınıza bayıldım . Keyifle okudum çoğunu . İyi okumalar 🍃
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.