Aslında özdeşleştirme daha biriyle ilişkimizin ilk anlarında başlar. Bilinçdışı psişik enerjinin bir kısmı ilişkide olduğumuz insana dönüşür, karşıdaki hakkında düşüncelerimiz ve algımız aslında içerideki bu özdeşleştirme hakkındaki kendi içimizde yarattığımız ideadan ibaret. Bu yüzden biri hayatınızın ne kadar büyük bir parçasıysa öldüğünde siz de o kadar ölürsünüz, gerçek manada. Aşk acısı da bu içeride çürümeye başlayan benliğin içsel leşçillerce sindirilmesine kadar sürer.
Kitapta da dediğin gibi bu konu anlatılıyor uzun uzadıya. İlişki içinde olduğumuz insanlar bilinçaltımıza yerleşiyormuş. Öldüğünde veya ilişkimiz bittiğinde de çıkarıp söküp atmakla uğraşıyormuşuz. Meşakkatli iş. ☺️