Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Görme olayının gerçeğini bile göremiyorlar. Halbuki gözün idrak hassasını sırf gerçeği fark etsinler diye verdik. Görme olayını çok kısa özetlersek: bütün cisimler, güneş ışığının ışın demetini, belli farklıklarla kısmen emer, kısmen yansıtır. Allah'ın verdiği harika sistem; göz ve yardımcı organları, bu ışınları alarak analiz eder, sonra bir sentez sonuç içinde eşyayı tanır, görürüz. Göz, önce çevreden gelen ışınları göz bebeği arkasındaki harika canlı bir mercekle gözün arkasında retina dediğimiz yine canlı bir kimyasal dokuya düşürür. Göz merceği, bildiğiniz tüm merceklerden farklı olduğundan; yani canlı olduğundan, gelen ışının mesafesine göre uzayıp yassılarak her cismin fokusunu retinaya göre ayarlar. Eğer böyle olmasaydı bir cismi görmek için ona yaklaşarak veya uzaklaşarak bakmak zorunda kalacaktık. Retina tabakası, gelen ışınları elektriksel niteliğe çevirmekle görevli dev bir fotosel gibidir. Renkli televizyon keşfinden sonra anlaşıldı ki, bir cismi renkli görmek için, her renginin retinadan beyne belli zaman aralıklarında intikal etmesi gerekir. Renkler aynı anda beyne gitse, bir renk kargaşasından başka şey görmeyiz. Bu senkron farkı saniyenin yüzde biri zamanlarda olmalıdır. Yine TV yapımcıları tesbit etmişlerdir ki bu senkron ayarı ancak elektronik beyinle yapılır. Derinlik görme ise büsbütün zor bir kompitür sistemi gerektirmektedir. Bunun için de görme olayının gerçekleşmesinde; yani cisimlerden çıkan ışınların beyne ulaşmasında en az 4 tane dev kompitür mekanizması çalışır. Bu fizik, matematik, biolojik şahane bir işbirliğidir. Ancak âyetin üzerinde önemle durduğu, görme olayının idrak tarzıdır.
Sayfa 86 - Damla YayıneviKitabı okudu
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.