Cemil Meriç’in çeviri esnasında kullandığı bazı kadim Türkçe kelimelerin, (bunlardan şikayetçi olanların aksine) cümlenin vermeye çalıştığı hissiyatı kuvvetlendirdiğini düşünüyorum.
Bazı kelimeler, aynı anlamı taşıdığını düşündüğümüz bazı kelimelerden daha büyüktür.. (buse/öpücük gibi, ıstırap/acı gibi..) Bu sebeple çeviriye çamur atmadan önce kelime dağarcığımızı geliştirmeye çalışsak, derinlerdeki lezzeti de tatmış oluruz..
Heyecanı taze bir genç kız ile otuzundaki kadının kıyası, kitabın kalbini oluşturmuş. O sayfaları çıkarınca herhangi bir romandan farkı yok benim gözümde. Birkaç sayfa içerisinde yapılan tespitler kitabı şaha kaldırmış..
Özetle; okunur, bu çeviriden okunursa daha bir zevk alınır, naçizane tavsiyemdir:)