|Bıyık Söylencesi/Tahsin Yücel| Cumali, askerliğini tamamladıktan sonra uzun bir yolcuğunun ardından köyüne döner. Yolculuk sırasında her ne kadar evinde uyumayı planlasa da babasının işlerinden dolayı bu pek mümkün olmaz. Hatta öyle yoğun çalışır ki, saçı sakalı birbirine karışmış durumdadır ve yakın arkadaşı Berber Ziya’nın yanına tıraşa gider. Berber Ziya, Cumali'nin bıyığına dokunmaz sadece saçını, sakalını tıraş eder. Cumali her ne kadar bıyığının kesilmesini söylese de Berber Ziya bir türlü bıyığı kesmez. Ve zamanla o bıyığa yüklenen anlamları bilemezsiniz. “Bıyığın adamı olmak zorundasın! Bıyık bizim namusumuz, hepimizin namusu...” gibi. Eskilerden süregelen bıyığın günümüzde pek bir anlamı kalmasa da eskilerde; “bıyık bırakmak sırta gömlek, ayağa çorap giymek kadar doğal bir şeydi.” cümlesiyle bıyığa ne kadar önem verildiğini özetleyebiliriz. Erkeklik gururundan dolayı da Cumali, bıyık bırakmaya karar verir. Aslında bıyık, Cumali ile birlikte tüm köy halkının onuru, gururu, erkeklik göstergesi, namusu olur. Herkes Cumali'nin bıyığına imrenir. Öyle bir bıyık ki, her gün istisnasız bakımı yapılır. Çok özen gösterilir. Hatta "bıyık söylencesi” de bundan dolayı oluşmaya başlar. . . Dipnot:Yazarın kalemini tanıdığım ilk eseri. İyi ki de okumuşum. Şöyle ki; içerik bakımından o kadar samimi ki, dersiniz tamam Anadolu’nun bir köyünü anlatan kitap karakterler o kadar gerçekçi ki, kapıdan çıktığımda Cumali’yle karşılaşacakmışım gibi, az ilerde sağ tarafta dükkanı olan Berber Ziya’yı görecekmişim gibi, ne bileyim sanki Bedriye abla bizim kapı komşumuz gibi hissettim. Bunu her yazar ne yazık ki hissettiremiyor. Böylece bıyığın önemini de anlamış olduk. Tabii erkekler için yoksa aman kızlar siz böyle bir şeye kalkışmayın.sokakta herkes birer Frida objesine tanıklık eder!

Bıyık SöylencesiTahsin Yücel · Can Yayınları · 2019257 okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.