Kitapların, insan zihninin gelişimine katkı sağladığı bilindik bir gerçek ama bazı kitaplar var ki onlar gelişimden de öte zihinde bir devrim gerçekleştirip, düşünce yapısında bir evrime yol açabiliyor. "İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük" de bahsettiğim bu kitaplardan biri.
Kitabın kapağını kaldırıp ilk sayfayı çeviren 'sen' ile son sayfayı okuyup kitabın kapağını kapatan 'sen' arasında bariz bir farklılık oluşuyor. İyi okurların bu düşünsel değişim ve gelişimi farkedeceğine inanıyorum. Richard Dawkins'in de dediği gibi tam anlamıyla bir "başucu kitabı." Carl Sagan'ın söylediği gibi; "bilginin engin derinliği kucaklayacak okuru." Bu kitabı okurken zihninizin doyduğunu hissedebiliyorsunuz, öyle ki kendinizi fazlasıyla kaptırıp fiziki açlığınızı dahi unutabilirsiniz. En azından benim için durum böyleydi :)
Frazer'in, 'eserlerimin İncili' olarak ifade ettiği kitabı; İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük, bu tanımı fazlasıyla hakediyor. Dünyada her an, her dakika, her türde kitap basıldığını düşündüğümüzde, bu kadar köklü bir araştırma ve incelemenin sonucunda kaleme alınarak insanlığın geçmişine ışık tutan çok az kitap olduğunu söylemek, sanıyorum yanlış olmaz.
Bir kitaptan beklentiniz; zihninizdeki bazı tıkalı bölgelerin açılması, karanlıkta kalan bazı bölgelerin ise aydınlanması ise İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük, beklentinizi büyük ölçüde karşılayabilecek bir kitap. Tereddüt dahi etmeden önerebilirim.
Şunu da eklemeden edemeyeceğim: kitapla birlikte bilimin kökeninin büyüye ve büyücülüğe dayandığını öğrenmek beni her ne kadar şaşırtsa da, bilim iyi ki var.
Neil deGrasse Tyson'un da dediği gibi: "Bilim, kendimizi ve birbirimizi kandırmamamız için bir yoldur." Kesinlikle, gerçekliği olan en güvenilir yol.