Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Öküz Sözcüğü Üzerine(günümüzde başka anlamları da var :)
Günümüz Türkçesinde olumlu / olumsuz mecazlarda ve deyimlerde yaşayan öküzün bağlı olduğu alt familya (sığırgiller), bozkır kültürünün hüküm sürdüğü coğrafyalarda; insanoğlunun at, koyun, keçi ve deveyle birlikte en yakın yoldaşlarından biri olmuştur. Bu nedenle de Azerbaycan, Özbekistan ve Türkiye Türkçesi haricindeki Türk lehçelerinde öküzün "anlayışı kıt, aptal" anlamına rastlanmaz (Sevortyan, 1974: 522), Kazakça ve Nogayca gibi Türk lehçelerinde görülen "ağır, hantal, kaba; duygusuz" anlamı ise öküzün iriliğinden ve bu iriliğine tezat oluşturan boyun eğmişliğinden kaynaklanır. Nitekim bu lehçelerde, örneğin Tatarca ve Başkurtçada; ügéz (kébék/ şekéllé/ töslé) "aptal" değil, "güçlü, iri yarı, gürbüz, sağlıklı" anlamı taşır. Anadolu coğrafyasında da Yunus Emre'den Pir Sultan Abdal'a, Nazım Hikmet'ten Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya, Muzaffer İzgü'ye uzanan edebiyat dünyasında öküz menfi çağrışımlarla kullanılmaz; aksine "Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif / Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar", "Öküz ayağı basan, saban giren tarla bereketli olur.", "soframızdaki yeri ökuzümüzden sonra gelen" gibi örneklerden görüleceği üzere öküzün bir yoldaş, kardeş gibi,hatta insanüstü idrak edilmesi, sözcüğe yüklenen olumsuz anlamın ithal olduğunu akla getirir.
Sayfa 4 - TDKKitabı okudu
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.