İskender Pala kaleminin naifliği yine kendini göstermiş dedim okuyup bitirince. Divan edebiyatının en nadide kelamı ile karşılaşıyorsunuz. Okuyorsunuz okudukça hem mest oluyır hemde hayran oluyorsunuz 'Aşk' kelimesinin o döneminin insanında suret bulmuş haline. İçerisinde yer alan her bir öyküde, acıyı, hasreti, özlemi, sabrı, sevmeyi en önemlisi de aşk'ın gerçek manasını öğreniyorsunuz. Günümüz aşkları gibi sadece beden ile olmayan, ruh dünyasında kendini sessiz sedasız büyüten aşkı öğrenyorsunuz. Beni en çok etkileyen son öykü oldu. Hala aşkın sadakatla bütünleşmiş halini düşünüyorum. Bu nasıl bir sevgi ki tek bir güzele daha baktırmıyor o güzelim gözleri... Yine başka bir öyküde, aşkın sevdiğinin mutluluğunu görüp mutlu olmak, susmak, sabretmek, derin derin dua etmek olduğunu öğreniyorum. Anlatılacak çok his duygu var öykülerin içinde. Kitabı bitirince aklımda dolanan onca soru ve hüzün... Biz aşkı nasıl o kadar değerli yerlerden ayaklar altına aldık... Biz aşkı nasıl bu kadar basitleştirdik... Biz aşkı nasık yok ettik, bile isteye... Ah Aşk... Ah Aş.. Ah A..

Aşknameİskender Pala · Kapı Yayınları · 20192,526 okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.