Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Yüksek dozda spoiler ve öneri içerir!
Arkadaşlar merhaba okuduğum bu kitabı sadece bir-iki kuru sözle geçiştirmek istemedim. Bu konulara meraklı olduğum için biraz bu zamana kadar edindiğim bilgilerden, biraz bu konuyla ilgili izlediğim filmlerden ve biraz da yeni bulup okumayı düşündüğüm kitaplardan bahsetmek istiyorum. Ayrıca bu olayın beni çok etkileyen bir örneğini de sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu hastalık konusunda uzman değilim lütfen daha sonra üstüme gelmeyin. :) Öncelikle kitaptaki karakterin sahip olduğu hastalıktan yani Dissosiyatif Kimlik Bozukluğundan biraz bahsetmek istiyorum. Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu, çoğul kişilik olarak da bilinir. Yani bir kişinin bedeninde öz kişiliğinden başka birden fazla kişiliği de barındırma durumudur. Normalde tekil ve bütüncül olan zihnimiz bölünerek çoğul ve parçalı hale gelir. Zihnin bölünmesine bağlı olarak bilinç, kendi algısı ve hafızanın bütünlüğü kaybolur. Bu çoklu kişilik bozukluğu durumunun sebebi ise 11-12 yaştan önce yaşanan stresli, travmatik yaşantılar, zorlayıcı yaşantılar, anne baba arasındaki sürekli ve şiddetli geçimsizlik, cinsel istismar, dayak yeme, aşırı eleştirilme gibi durumlardır. Yaşanılan olayın şiddetine göre hafif orta ve ağır olarak geçirilebilir. Ortada bir şiddet, taciz, istismar yoksa hasta bu durumu daha çabuk atlatabilirken, bu sebepler varsa hasta daha zor bir süreç yaşamakta ve hastalığı ağır geçirmektedir. Bu olayla ilgili beni en çok etkileyen örnek ise Billy Milligan örneği. Biraz hayatından ve hastalığının seyrinden bahsetmek istiyorum. Billy’i diğer DKB hastalarından farklı kılan tek özelliği kendi kişiliği hariç tam 24 farklı kişiliğe sahip olması. Peki hastalığı nasıl ortaya çıktı? Asıl adı William Stanley Milligandır. Komedyen olan babası Johnny akut alkolik, kumar bağımlısı ve depresyon hastasıdır. Birkaç kez intihara kalkışmış fakat başarılı olamamış en sonunda kendini karbonmonoksitle zehirleyerek intihar etmiştir. Bunun üzerine şarkıcı olan annesi Billy’i de alıp eski kocasının yanına giderek onunla tekrar evlenmiş fakat evlilikleri bir sene sonra tekrardan bitince bu sefer de Chalmer isimli bir adamla evlenmiştir. Babasının intiharından dolayı oldukça etkilenmiş olan Billy’nin 5 yaşındayken bile bedeninde 3 farklı kişilik vardı. Bunlar “İsimsiz Çocuk” “Shawn” ve “Christene”ydi. 8 yaşında ise üvey babası tarafından tecavüze uğrayan Billy kendini dış dünyaya tam olarak kapatmış ve 20 yaşına gelene kadar bedeninin içinde tam 24 farklı kişiliğe bürünmüştü. Bu 24 kişiliği de tek tek yazıp işi uzatmak istemiyorum buraya bir video bırakacağım oradan izleyebilirsiniz. :) youtu.be/NkAWhBMHh6c Çeşitli zamanlarda silahlı soygun, tecavüz, çocuk kaçırma gibi suçlarla anılan Billy’nin çıkarıldığı mahkeme ( mahkemeler) sonucunda cezaevinin onun için uygun olmadığına ve akut şizofreni teşhisi konulması üzerine akıl hastanesine yatırılmasına karar verilir. Hastanedeki detaylı tedavisinin sonucunda ise Billy’nin şizofren değil DKB hastası olduğu ve bedeninde tam 24 kişiliği barındırdığı ortaya çıkarılır. Aslında Billy bu kişiliklerini “istenen” ve “istenmeyen” diye ayırmıştır. İstenmeyen kişiliklerini bu zamana kadar bastırdığını düşünmüş, işlediği bütün suçları o kişiliklerinin üstüne atmıştır. Fakat hastanedeki tedavi süresinde bu istenmeyen kişilikler de ortaya çıkıp Billy’i yönlendirmeye çalışmıştır. Tecavüze uğrayan kadınlardan birisi ifadesinde “ üç yaşındaki utangaç bir kız çocuğu gibi davranıyordu” derken diğer kadın “çok iyi bir Alman aksanıyla konuşuyordu” demiştir. Billy tecavüz olaylarını kişiliklerinden birisi 19 yaşında bir lezbiyen olan Aladana’nın üzerine atmıştır. Diğer bütün kişilikleri çekip çeviren, ortalığı toplarlayan Aladana’nın tek kötü özelliği budur ve tecavüz olaylarını gerçekleştirmesi için Billy’i çok kez ele geçirmiştir. 36 yaşına kadar mahkemeleri devam eden ve bir yandan da tedavisine devam edilen Billy Milligan 36 yaşındayken tedavisi tamamlanmış olarak hastaneden ayrılmış ve bir daha herhangi bir suça karışmamıştır. Billy’nin daha sonra 59 yaşında Amerika’daki bir bakım evinde kanser hastalığından öldüğü bilinmektedir. Resim yeteneği çok iyi olan Billy’nin içindeki bütün karakterleri çizdiği bir resmi de vardır. Merak eden olursa bakabilir. Hayatı film yapılmak istenmiş fakat çeşitli sebeplerden dolayı sürekli ertelenmiş bir türlü uygun ortam sağlanamadığı için film çekilememiştir. Bu örnekten sonra nihayet biraz da kitaptan bahsetmek istiyorum. Bu zamana kadar birçok kez karşıma çıkmıştı ama hiçbir zaman okumak içimden gelmemişti. Sürekli belirli bahanelerle farklı kitaplara yöneliyordum. Filmine gelince ise 18. yaş günümde bir arkadaşımın aldığı hediyeydi sadece. Dövüş filmlerini çok sevdiğim için beni mutlu edeceğini düşünmüş müş. Kitaptaki karakter oldukça sıradan bir adam. Sevdiği bir işi, sevdiği mobilyaları ve bir de sevdiği bir evi var. Kendi halinde diyebiliriz. Sürekli olarak iş seyahatlerine gidiyor ve uçak yolculukları yapıyor. Bu buz dağının görünen kısmı bir de görünmeyen kısmı var. Günlerce uykusuzluk çekiyor, sürekli uykusuz ve bu durum onu oldukça etkiliyor. Bir gün hastaneye gittiğinde doktoru kendi haline şükretmesi için onu bir kanser toplantısına gönderiyor ve hayatı buradaki insanlarla birlikte düzene giriyor. Bu toplantıyı bir başkası onu da bir başkası izliyor ve bütün kanser türlerinin toplantılarına tek tek gidip kendini iyi hissetmeye başlıyor ve tabi uyumaya da. Bir beyin tümörüm olsaydı adını kesinlikle Marla koyardım! Ah Marla Singer! Pis yalancı, gelip karakterimizin hayatını içinden çıkılmayacak bir yere sürüklüyor. Birden ortaya çıkan gizemli bir arkadaş, yanan bir ev ve birbirine giren olaylar. Kitap bu şekilde ilerliyor ve pek de detayına girmek istemiyorum. :) Sadece şundan bahsetmek istiyorum; Karakterimizin babası onu 6 yaşındayken terk etmiş, Annesiyle babası sürekli tartışır, kavga ederlermiş, Karakterimizin babası üniversite okuyamamış ve karakterimiz ailede tek üniversite okuyan kişi. Bu da onun için büyük bir sorumluluk demek. “Okulu bitirdikten sonra babamı aradım. Okul bitti şimdi ne olacak dedim. Ne bileyim bir iş bul dedi.” “İş bulduktan sonra babamı aradım. İş buldum şimdi ne olacak dedim. Ne bileyim evlen işte dedi.” Yani olayın aslı şu ki sorunlu bir aile sorunlu bir çocuk yaratmış. Küçüklüğünden beri yaşadığı ve biriktirdiği bu travmalar da Tyler Durden’ı yaratmış. Karakterimiz işinde gücünde, sakin, ılımlı, işini evini seven bir adam. Tyler tam tersi düzene karşı, saldırgan, kaos seven bir adam. Gündüzleri iyi adam işi devralıyor geceleri kötü adam şehirde terör estiriyor. Kitap genel olarak bir anti-ütopyadır. Kendisine doğru gelen şeyleri insanlara zorla kabul ettirmeye çalışan Tyler yani ikinci kişiliğin oluşturduğu bir ekiple yargı dağıtma macerası anlatılır. :) Neresinden bakarsanız ve nasıl yorumlarsanız yorumlayın yine de birçok yerine hak verip ağzım açık kalarak okuduğum bir kitaptı. Bu zamana kadar okumadığım için oldukça pişmanım ama şimdi okuyup burada duygularımı paylaşabildiğim için de bir o kadar mutlu. :) Dün gece filmini de izledim biraz da başka açıdan, başka şeyler görebilirim umuduyla fakat filmi beklediğim gibi değildi. (Bu zamana kadar izlemediğim için bunda da çok pişmanım tabi) Fakat her zaman için şunu söylerim film kitabı hiçbir zaman doğru yansıtamıyor. Ne kadar yüksek kaliteyle, ne kadar en büyük oyuncularla, ünlü yıldızlarla çekilmiş olursa olsun yine de kitabın yanına filmin esamesi okunmaz. Yine de kitabı yansıtıp yansıtmadığını test etmek açısından izlemem iyi oldu. Bu konuyla ilgili izlediğim ve önerebileceğim bir diğer film ise “Split” yani parçalanmış. Burada da birden fazla karaktere sahip olan ve yine geçmişinde birçok işkenceye, istismara maruz kalan bir karakterin hayatının bir bölümünü izliyoruz. Bir küçük erkek çocuğu, bir kadın, bir hayvan bakıcısı, bir de başkalaşmış canavarlaşmış bir kişiliğe sahip olan kahramanımızın hikayesini izlerseniz hoşunuza gidebileceğini düşünüyorum. :) Filmin sonunda küçük bir sahnede de olsa Bruce Willis sürprizi bile var. Ayrıca bundan önce bir kitabını okuduğum
Daniel Keyes
Daniel Keyes
Billy Milligan’la bir röportaj yapmış ve bunu bir kitap halinde toparlamış kitaba tam olarak ulaşamadım ama ulaşınca onu da okumak istiyorum. Siz de ulaşırsanız okuyun mutlaka :) Ve son olarak dün kitabımı bitirdikten sonra yaptığım araştırmalar sonucu bu konuyla ilgili yazılmış iki kitap daha buldum onları da buraya bırakıyorum. Yakın zamanda onları da edinip okumak istiyorum, belki sizin de işinize yarar :)
Hepimiz
Hepimiz
Eve'in Son Yüzü
Eve'in Son Yüzü
Şimdiden kitapları okuyacak olanlara iyi okumalar, filmleri izleyecek olanlara iyi seyirler. Kitapla kalın. :)
Dövüş Kulübü
Dövüş KulübüChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20209,6bin okunma
·
361 görüntüleme
Tamerika okurunun profil resmi
Şuana kadar denk geldiğim en iyi inceleme. Tebrik ederim @Tarihciihanimm
Ş okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ☺️😌
1 sonraki yanıtı göster
Dave Brubeck okurunun profil resmi
Süper inceleme bayıldım 👌
Ş okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim ☺️
Dejavu okurunun profil resmi
Uzun zamandır böyle kitap incelemesi ve kaynak paylaşımı görmedim. Emegine ve ellerine sağlık, böyle kitap incelemeleri bizim gibi okuyucular için çok değerli .
Ş okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 😊 güzel yorumlarınız çok mutlu etti beni. Elimden geldiği kadar hatta daha güzel incelemeler de yapmaya çalışacağım ☺️
Türkan Aydın okurunun profil resmi
İnceleme olayına pek giremiyorum hazır değilim sanki.Ama inceleme dediğin bu dur işte öncesi ve sonrası araştırmalarla ne bileyim kelime bulamadım yorumluyacak emeğine sağlık arkadaşım.
Ş okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 😊 beğenmenize çok sevindim ❤️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.