Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

331 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Körler Ülkesinden Gelen Mektup
Sıradan bir ülkenin sıradan bir şehrinde sıradan bir trafik ışığı kırmızıdan yeşile döndüğünde bir araba hareket etmez. Trafiği aksatan bu adama tekrar kırmızı ışık yandığında tepki göstermek ve onunla kavga etmek için arabaya yönelen insanların duyduğu iki kelime şaşkınlık ve korku vericidir: Kör oldum! Yalnız bir sorun vardır. Körlük dediğimiz şey şu ana kadar hep karanlık olarak tasvir edilmiştir. Bu adam ise bembeyaz görmektedir, kendi tabiriyle "süt beyaz bir deniz". Sonrasında ise bu adamdan önce onun evine gitmesine yardımcı olan kişiye, sonra karısına, onları doktora götüren taksiciye, sonra göz doktoruna ve sonra bu insanlarla göz göze gelen herkese bulaşır. Bir salgın olma ihtimali hükümeti korkutur ve önlem olarak ilk tespit edilebilen vakaları, eski bir akıl hastanesinde karantinaya alır. Ama işler planlandığı gibi gitmez. Karantina hastanesinde işler hiç iyi değildir. Çok kısa sürede hastane dolmuş ve insanoğlunun içindeki doğala dönüş başlamıştır, kuralın ve yasanın olmadığı doğala. Önce yetersiz gelen yemek nedeniyle çıkan sorunlar ve insanların kimsenin onları görmediği rahatlıkla yaptığı şeyler sonrasında bir grup körün çeteleşmesi ve yemeklere el koyması. Nasıl bulaştığı bilinmeyen bu "beyaz felaket" halk içinde de daha büyük korkuya sebep olur. İnsanlar araba sürerken ya da bir iş yaparken birdenbire gözlerine beyaz bir perde inmektedir. Önce otobüsler terk edilir tehlikeden sonra özel araçlar. Sonra modern hayat durur. Görmeyen insan toplulukları için mülkiyetin ya da yasaların bir önemi yoktur artık ya da bazı duyguların. Kitapta hiçbir karakterin ismi olmaması alıştığımız bir şey değil. Kendilerine verilen bir sıfat var sadece. Saramago istediği kadar biliyoruz onları. Kafamızda başka türlü kurmamıza izin vermiyor. Kişiye değil söylenene odaklanmamızı istiyor bir nevi. Ana karakterlerimiz; ilk kör, ilk körün karısı, doktor, doktorun karısı, koyu renkli gözlüklü genç kız, gözü siyah bantlı yaşlı adam ve şaşı çocuk. Ve kitabın ikinci yarısında onlara katılan gözyaşı yalayan köpek. Burada da bir "Yedi Uyurlar ve Kıtmîr" sembolü kullanımı var. Yedi Uyurlar'daki gibi toplumun bozulmasına uymayan 7 kişinin toplum içindeki kaçışı var. Salgın sebebiyle karantinada olduğumuz şu günlerde bir salgın romanı okumak kitabı hissetmek açısından daha iyi oldu. Dünya çapında olan olaylara bakınca kitaptaki çoğu şeyi bugün yaşananlarla bağdaştırmak o kadar mümkün ki. Noktalama olarak sadece virgül ve nokta kullanması ve diyalogları paragraf şeklinde devam ettirmesi ilk başlarda tuhaf gelse de sonradan zaten var olan akıcılığı artırdığını bile söyleyebilirim. (Diyalogları takip edemeyenler için ufak not: Büyük harfle başladığı yerler kişinin değiştiği yerler :)) José Saramago'nun bu distopya gibi gözüken ama bir o kadar da bize yakın ve gerçek olan romanı, bizim gibi bakan körlere bir mektup aslında. Görselliğin gün geçtikçe önem kazandığı ve araçtan amaca yöneldiği dünyada çok farklı bir yalınlık ve sorgulama kitabı. İnsan özünde iyi midir yoksa kötü mü? Toplumsal kurallar olmasa ne olurdu? İnsan kendisinin kimse tarafından görülmediğini bildiğinde yapabileceklerinin ve vazgeçebileceklerinin sınırı nedir? Ve birçok şey daha. Kitapla kalın.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,2bin okunma
·
11 görüntüleme
mukavvadan adam okurunun profil resmi
Görüntüden çok mânâ da var. Etiketlemeden kişinin mesleğini cinsiyetini ırkını rengini katmadan saf ve önyargısız iyilik istiyor..zira insanda yargı ilk tanışmada görmekle başlıyor. Bu sebeple körlük hem maddi olduğu gibi maneviyata yöneliktir.
Furkan okurunun profil resmi
Kesinlikle. Kimin söylediğinden çok ne söylediğini önemsememizi istiyor yargısız bir şekilde.
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.