İyi akşamlar dostlar Mihail Bulgakov ile tanışma kitabımdı ve uzun süredir bekliyordu. Anlatımındaki sadeliği ve ruhsal tahlillerini çok sevdim. Mutlaka okumaya devam edeceğim yazarlardan biri oldu. Kitap, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş bir doktorun bir taşra kasabasında görevini yaparken, cehaletle ve geride kalmış inanışların zihinlerini kuşattığı kasabalı ile zorlu bir mücadeleye girmesini konu alır. Doktor, bir bilim insanıdır ve hastalıklara bilimsel yaklaşırken kasabalı gelenek ve batıl inançlarla kadercilik oynamaya razıdır. Peki bir hasta sağalmak için doğru şeyleri yapmıyorsa doktor nasıl yardım edebilir? Bu kısımları okurken insanoğlu ve cehalet dünyanın her yerinden her dönemde aynıymış dedim. Kitap boyunca aklımda Ercan Kesal’ın Peri Gazozu kitabı vardı. Yazarları doktor ve meslek anılarını çok lezzetli bir dille anlattıkları hem keyifli hem duygusal metinleri ortak noktalarıydı. Her iki kitabı da okumanızı tavsiye ederim ben çok sevdim Bir de arada işlenmiş konular da vardı asıl karakter dışında. Hastalığından ötürü acı çeken ama doğru sağalmaktan kaçınan bir doktorun morfine olan bağımlılığı ve günden güne eriyişi çok ilgi çeken bir anlatımla aktarıldı okura... Özetle kitap beklediğim gibi iyiydi. Bulgakov okumaya devam. Huzurlu akşamlar Selam ve dua ile