Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

tenhâ hıçkırıklar
siyah bir mumya mıdır bu hayal vâdisinden çıka gelir ansızın gölgesiyle, bir umut bir düş, karanlığında kaybolur menzillerin rüzgâr kıvılcımları doldurur içimize tutuşan saçlarından ateş akar gecenin alamaz göklerinden kimse rüyanı senin kaînat sarayında baht-ı devransın güzel bırak da kehkeşanlar yolunda yansın güzel pür telaş uyansa da uykusundan bilgeler bu sevdalı arzuhal arşa dayansın güzel belki bir gün âhınla alevlenir gölgeler rüzgâr umut arıyor saçının tellerinde gizem hâlâ hicranlı bir bahar ellerinde   ihtiras kin ve köpük, zakkuma candır isyan bir sondur biliyorum, son birin kitabı aşk bir damla gözyaşında boğulur mu bu hayal avuçlarında dağlar küçülüyor mahşerin gel bu mağlup sultanın inleyen tahtında kal gör ki, nasıl taşırmış sensizliği bir hamal söyle, şimdi şehirler kime inansın güzel aklımda binlerce yıl, ufkumda ânsın güzel geceyi titretiyor o mücella gözlerin melek değil, cin değil, sade insansın güzel ırmaklar divanedir yurdumda; viranedir sensiz kalan saraylar, münzevi; ruhuma bak mor bakışlı bir ölüm, yaralı kuş ve leylâk   ürkekse, yaprakları sararır çiçeklerin yorgun bir yalnızlıktan geriye kalan nedir nicedir karanlığı bitmiyor denizlerin nicedir kahrolası bir değirmendir rüya garip gölgeler vardır ardında sessizlerin bu hicranlı yaşamak, bu müheyya pelerin kim der ki kan rengiyle yine boyansın güzel sen ki, en ihtişamlı tahta şâyânsın güzel varlık ne yârdır bize, ne de düşmandır elem bilmeyenler anlamaz nerde âyânsın güzel dudaklarından alır mürekkebini kalem kırılan kâselerden süzülünce türküler mihengine gün doğar acının; ruhum güler     o ateş yüzlü canlar tenhâları titretir deli gömleği giyer ankâ duruşlu ozan âmâ bir tebessümle filizlenen kardelen sonsuzluk hayaliyle tutunur kayalara o ıssız korkulardan yine hüsrandır gelen bir yoksulun her akşam dua burcunu delen kalbidir; dağ başında yine dumansın güzel ya güller içinde gül, ya âsumansın güzel bu esrarlı yenilgi cemresidir sevdanın bırak cellatlar bizi ölümlü sansın güzel gökkuşağı göklere yazarken adımızı mecnun yolu bekleyen çöle ateş düşüyor ümidini kaybeden yolda kervan üşüyor   suretini arayan bir dünyada, tutkular süvarisi vurulmuş atlar gibi kederli çıplak ve ürkütülmüş çocukların sesinde nefesi zehir kokan fırtınalar gizlidir hüzün var yandığımız günün arifesinde terazinin vefâyı arayan kefesinde mâverâyı bekleyen özge sultansın güzel yurdunda kâtilleri bile tutansın güzel insafsızca bırakıp rüzgâra nefretini yokluğunu umanlar bir gün utansın güzel kelebekler sonsuza taşıyor sûretini yıldızları ne zaman görebilir yarasa kapkaranlık gecede mehtâbı da arasa   lânetli bir kumpasın ortasında resimler gösterir o kaybolan renklerin sırlarını koynunda akbabalar yuvalanır bahçenin o kırılmaz, o ketum kapılar nerde şimdi bumerang, endamına vurulsa da kefenin derûnî âlemini bilemez kimse senin öfkeye karşı sükûn, kahra ziyânsın güzel tende zerre olsan da, canda cihânsın güzel müjdeli bir yıkılış beklerken kanlı yaban sende âşikâr oldum; bende nihânsın güzel karartır renklerini yeryüzünde sâyebân dağ erir, ırmak kurur âhından aynaların ışık sızar toprağa ruhundan aynaların
Sayfa 120Kitabı okudu
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.