Üstünden baya bir vakit geçmesine rağmen hakkında yazılması gerektiğini düşündüğüm bir kitap olduğu için yazıyorum bu incelemeyi. Öncelikle hepimiz biliriz ki Adem ile Havva cennetten kovulduğundan bu yana hepimiz giydiği elbiseler, taktığı maskeler, girdiği kılıflar ve söylediği yalanlarla yaşıyoruz. Binlerce yıldır gelişti insanlık; gelişti, değişti ve uygarlaştı(!) Ve tüm bu süreçte biz ne olduğumuzu unuttuk, kendi benliğimizin parmaklıkları ardına saklandık durduk. Medeniyet adı altında özümü yitirdik veya yitirmeye zorlandık. İşte tam da bu noktaları ve daha bir sürü şeyi düşündürüyor bize Göğü Delen Adam. Bize dışardan bir gözle bakıyor. Bizi en çıplak halimizle görüyor. Maskelerimizi ve saçmalıklarımızı gerçekçi bir dille yüzümüze vuruyor. Bir Avusturya kabilesinin şefinin Avrupa gezilerinden elde ettiği notları sunuyor kitap. İçinde yaşadığımız düzenin doğa(l)dan nasıl da uzak olduğu bu şefin bakış açısıyla gözler önüne seriliyor. Kitabın hâlâ unutamadığım şu notu kayda değer: "Bizim tüm kabile bireylerini alabilecek kapasitede binaları var ve tüm insanlar burda daire denen yerlerde ayrı ayrı yaşıyorlar. Bunlar her gün birbirini görüp selam vermezler. Samimiyetten uzaktırlar." Eğer bu ve bunun gibi daha bir çok analizi içeren bir okuma gerçekleştirmek istiyorsanız Göğü Delen Adam kaçınılmaz bir fırsat olabilir.

Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma

··

158 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kadir Bulut