Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Güzelliğin farkına varılışı
Dorian cevap vermedi, isteksizce yürüyüp portresine doğru döndü. Tabloyu görünce geri çekildi, yanakları sevinçten al al olmuştu. Gözleri, kendisini ilk kez görüyormuşçasına mutlulukla parıldıyordu. Orada öylece hareketsiz ve şaşkın kalakaldı; Hallward'ın kendisine bir şeyler söylediğinin hayal meyal farkındaydı, fakat kelimelerin anlamlarını kavrayamıyordu. Bir vahiy inmişçesine kendi güzelliğinin farkına varmıştı. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemişti. Basil Hallward'ın sözleri ona hep bir dostun abartılı iltifatları gibi gelmişti. Onları önce dinlemiş, sonra da gülüp unutmuştu. İltifatları ona bir tesir etmemişti. Sonra gençliğe düzdüğü tuhaf methiyeleri ve gelip geçiciliğine ilişkin ürkütücü uyarılarıyla Lord Henry çıkagelmişti. Lord Henry'nin sözleri, tam o anda, güzelliğinin yansımasının karşısında dururken tünı gerçekliğiyle kafasına dank etmişti. Evet, belki günün birinde yüzü kırışıp çökecek, gözlerinin rengi ve ışığı sönecek, zarif bedeni biçimini yitirip bozulacaktı. Dudaklarının kırmızısı, saçlarının altın sarısı solup gidecekti. Ruhunu besleyip zenginleştiren yaşam bedenini harap edecekti. Korkunç, çirkin, tuhaf bir şeye dönüşecekti. Tüm bunları düşününce keskin bir acı yüreğine hançer gibi saplanmış, bedeninin her zerresini titretmişti. Mavisi koyulaşıp ametist moruna dönüşen gözlerine gözyaşı bulutları çökmüştü. Sanki buzdan bir el yüreğini sıkıştırıyordu.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.