İslâm ve Müslüman Atasoy Müftüoğlu, 1980’li yılların başlarında İsmail Râci el-Farukî ile tanış olduğu ve kitabın sunuş başlığını hazırlamıştır. Modern Cağda İslâm hakkında çalışmalarıyla tanınan Müftüoğlu, “Niçin İslâm?” kitabı şöyle değerlendirir: Müftüoğlu çağımızın algı dünyasını -sömürgeci bilginin nesnesi- olarak telaffuz eder. -Epistemolojik bir emperyalizm-‘in kontrolü, müdahalesi ve baskısı altında yaşadığımızı dillendirir. Geniş bir açıklamayla; bütün inançları özelleştiren seküler modernlik, insanların dünyalarını inançlar ve fikirlerle değil, çıkarlar ve ideolojilerle biçimlendirmeye çalışıyor. Toplumun yapılandırılması; insani ve ahlakî temellerle değil, teknik uzmanların statükoyu ve konformizmi meşrulaştırmalarıyla oluyor. Gündelik hayatı İslâmi değerler değil, pragmatik değerler belirliyor. İslâm toplumları, seküler bilgiyle kuşatılarak; terörize edildiler. Müslümanların varlıklarını, radikal meydan okumalarla etkisiz kılındı. Bu durumun dışına çıkan müslüman aydınlardan biri olan; İsmail Râci el-Farukî önemli bir örnek hayat göstermiştir. Müftüoğlu, Islâmi-tevhidi bir bilinç ve sorumluluk temelinde, entelektüel hesap sorma görevini hakkıyla yerine getiren bir aydın olarak, İsmail Râci el-Farukî’yi değerlendirir. Farukî, “Niçin İslâm?” sorusuna cevaben İslâm ve Müslüman kavramlarını tanımlayarak başlar. İslam; tevhidin temelindeki ikna edici mantık; İslâm Hukukunun pratik hayata uygunluğu, ahlak ve takvanın yüceliği, evrensel kardeşlik kavramı, mensuplarının bağlılığı ve açık görüşlülüğü tarih içinde -toplumların silahlarını bırakıp İslâm’ı seçmelerini- sağladı. Tüm bu nitelikler içinde Müslüman; bilerek ve isteyerek “Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed sav O'nun kulu ve elçisidir” şehadetini dile getiren her yetişkin kadın ve erkek, muteber Müslümanlar olarak tanınır; bu kişiler, İslâm’ın getirdiği her türlü hâk ve ayrıcalıklara sahiptir, görev ve yükümlülüklere muhataptır. Farukî, İslâm Düşüncesi, Dinler Tarihi, Hristiyanlık Tarihi alanlarında uzman biriydi. Muhtelif zamanlarda; Kanada, Karaçi, Mısır’da “Dinler Tarihi" dersleri vermiştir. Amerika’da, Temple Üniversitesi’nde “İslamiyât Profesörlüğü” yapmaktaydı. Yazı dili, farklı kültürleri kapsayacak şekilde gelişmesi yanında inançlar arası diyalog bakış açısını göstermektedir. “Niçin İslâm?” kitabında müslüman olmanın kolaylığını, diğer dinlerdeki zorluklarıyla karşılaştırma yapmaktadır. İslâm'ın esaslarından iman konusunda, Hristiyanlıkta ki iki bebekten vaftiz edenin cennete, edilmeyenin cehenneme gideceği şeklinde ki iddiasının İslâm'da yeri olmaması buna karşılık İslâm da imanın kolay, Allah’ın rızasına uygun davranış ve ameller bütünün oluşturduğunu söyler. İslâm’da Aile Farukî, toplumun çekirdeği olan aile konusunda; kadın, evlilik ve geniş aile başlıklarıyla kendisine özgün yorumuyla bu konuyu anlatır. Kur'an kadın ve erkeğin arasındaki yakınlığa ve karşılıklı bağlılığa işaret ederek onların birbirleri için birer “elbise" olduğunu belirtir. “...Onlar sizin elbiseleriniz, siz de onların elbiselerisiniz... (Bakara, 2/187)” Böylece, eşler tüm yönleriyle koruyucu bir bütünlük sağlamışlardır. Ayrıca insanlık tarihinde ilk kez Allah tarafından kesin ve özerk bir hukuki kişilik ve tam medeni haklar verilmiştir. Farukî, diğer dinlerde ki kadına yanlış bakış acıların yaygın olduğunu hatırlatır. Şöyle, kadın kötülüğün kaynağı olarak görülmesi, Azîz Paul, kadınları dünyaya kötülüğü ve ölümü getirdikleri gerekçesiyle lanetlemiştir. İslâm'da kötülüğün kaynağı ve lanetlemenin hiçbir şekilde yeri yoktur. Kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısı, iyilik ve mutluluk kaynağıdır. Bu kaynağın kimliği; evlilik müessesidir. Evlilikte bireyler birbirlerine karşı özgür ve sorumlu bir şekilde planlarını açıkça belirtirler. Birbirlerini araç olarak değil, amaç olarak gördüklerini beyan eden medeni bir sözleşmedir. Farukî, evliliğin düşünce boyutunu bu şekilde açıkladıktan sonra İslâm da evliliğin usulünden bahseder. Geniş Aile başlığında İslâm evlilik hukukunu genişçe bahseder. Misal; kadın geçimini sağlamak için çalışmasını önlemek maksadıyla; ister küçük olsun ister reşit en yakın erkek akrabası, kendi geçimini sağladığı düzeyde kadının geçimini de sağlamakla yükümlü tutmuştur. Bu yükümlülük kadın evlenene kadar geçerlidir. Farukî, “Niçin İslâm?” eserinde bireyin ve toplumun her türlü yönlerini İslam usul ve kaidelerine göre anlattığı bir kitabıdır. Kitabı iki temel bakış acısına ayırırsak; İslâm’ın ne olduğu, kaynağı nereden geldiği ve sınırları nelerdir, yönüyle tanıtır. Buna karşılık insanlığın belli başlı konuları, sorunları İslâmi esas ve usullerle cevap verir. İsmail Râci el-Farukî, Niçin İslâm?, cev., Yasemin Savur, Mahya Yay., 4. Baskı, İstanbul, Ağustos 2015. Yunus Özdemir.

Niçin islam?İsmail Raci Faruki · MahyaYayıncılık · 201347 okunma

··

200 görüntüleme

Eylül Türk

@EylulTurk ·

05 Mayıs 2020 15:32

Çok kıymetli tespitlerdi Hocam, Rabbim razı olsun.

Yunus Özdemir

@Avkevir04 ·

05 Mayıs 2020 21:19

İnşaAllah, faydalı olmuştur, değerli hocam.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.