Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
9/10 puan verdi
Eril Düzenin Küçük Kanaryası Nora veyahut Kendini Doğurmak.
Henrik Ibsen listemde olan bir yazardı. Aslında okumaya niyetlendiğim ilk kitabı 'Yaban Ördeği' olmuştu lakin sanırsam onu bir yerlere not edip sonrasında unutmuşum. Okumaya niyetlendiğim ikinci kitabı ise "Hayaletler"di André Gide bu kitap için "Günlük" kitabında tekrar okuduğu zamanda da çok etkileyici bulduğunu ifade etmişti ve bu dikkatimi çekti kitaba okuyorum ibaresini ekleyince https://1000kitap.com/SiO2 "Nora"yı mutlaka okumalısın diye ekledi ve sonuç biraz dış biraz iç destekle Henrik İbsen'e adım atmış bulunuyorum. Ülkemizde az okunan bir yazar ve ben bugüne kadar okumamış olduğuma pişmanım.. "Batı tiyatrosu üstünde derin etkiler bırakan ve dram sanatının en büyük ustalarından sayılan Ibsen, kendi konumunu şu sözlerle yansıtır:"Yeni bir evrenin yaratılışına katkısı olanların başında geldiğim söyleniyor. Bense, tam tersine, yaşadığımız çağın birçok nedenden ötürü ancak birtakım yeni şeyler doğurabilecek, sona ermiş bir çağ olarak nitelenebileceğine inanıyorum." tr.m.wikipedia.org/wiki/Henrik_Ibsen Yeni şeyler doğurabilecek çağın "öncelikle İskandinav bölgesi için" tetikleyicilerinden biri olmuştur Ibsen. NORA kitabından önceki yapımlarında da aile hayatının çarpıklığına değinen Ibsen bu nedenle rahatsızlık duyan rahiplerin içinden bir sürü düşman edinmiş. Ona uygulanan bu toplum kökenli düşmanlık kalemini daha fazla sivriltmeye yaramış ve ilerleyen oyunlarında (başta Nora sonra Hortlaklar) sosyal sorunları daha fazla tenkit etmiş ve Kadınların özgürleşme mücadelesinin öncü ismi olarak tarihe adını yazdırmıştır. Ve modern Norveç kadınının ilki Nora olacaktır. Az okunan ve çok sevdiğim eserlere uzun uzun yazıyorum ve bir eser içerikten bağımsız incelenemez o yüzden içerik illa ki olacak bu durumdan hoşlanmayanlara duyurulur. Eser 3 perdeden oluşur 144 sayfa ve bu sayfalar final bölümünün yaratacağı devrim için hazırlık aşamasıdır yani kitabı okurken klasik bir kurgu ve diyaloglarla ilerlediğini görüyoruz ama içimde de nasıl bitecek diye de hep bir merak uyanmıştı. Çünkü edindiğim bilgiler ışığında 19.yy dönemi için çarpıcı bir son bekliyordum ve geldi de. Independent'in yaptığı bir araştırmaya denk geldim 2019'da kadınlar için en yüksek yaşam kalitesi Norveç'teymiş. Bu bilgi önemli çünkü Henrik Ibsen kadınların bu yaşam konforunu yakalamalarının öncüsüdür. Birazdan bahsedeceğim daha iyi anlaşılacaktır lakin insan "nereden nereye" deyimini de kullanmadan edemiyor. Ah! Nora emeklerin boşa gitmedi zirvedesin şu an. NORA kocası için öten bir "küçük kanarya" ya da etrafta dolaşıp kocasını mutlu eden bir "küçük sincap" ya da dişleri çürümesin diye "Makaron" yemesi yasaklanan, kadın bedeninde yaşayan ufak bir bebek olarak çıkıyor karşımıza. HELMER: Hadi ama! Benim küçük kanaryam kanatlarını sarkıtmasın böyle. Küçük sincabımın canı mı sıkılmış? (Cüzdanı çıkarır) Nora, bil bakalım elimde ne var? NORA: (hızlıca dönerek) Para! Bu alıntı henüz ikinci sayfada ve kadın kocasının eline bakan para denildiği vakit tüm üzüntüleri bir kenara bırakan satın alınmış bir obje ve bu satın alınmışlığın bilincinde olmayan bir Nora çıkar karşımıza. Nora'nın bir Norveç kadını olarak görevi "müsriflik" yapmamak ve evin erkeğinin verdiği parayı tüm ihtiyaçlarına göre denk getirtmek. Babasının evinde de kocasının evinde nasıl davranması gerektiğinin eğitimini almış. Toplumsal role bürünmüş, tipik bir "eril düzen kadını" olarak evliliğinin 8 yılını kocasının ondan beklediği kadın olarak geçirmiştir. Lakin Nora maceraperest! Kadın aklı ile bir senet karşılığı birinden borç para alacak ve bu parayı da kendi için değil kocasının tedavi için gitmek zorunda olduğu bir İtalya gezisi için harcayacaktır. Yaptığı bu "felaket" fedakarlığı onun oyun içinde olmasını beklediği mucizenin vesilesi olacaktır. Bir kadının kocasından habersiz bir erkekten borç alması eşinin onurunu yok eden bir hareket olarak karşımıza çıkıyor kitapta ve Nora'nın borç aldığı kişi de onun "sorumsuzca" yaptığı bu hareketin kendisine nasıl bir koz sağladığını Nora'nın yüzüne vuracaktır. Ve kocasının nüfuzunu kullandırmak için Nora'nın senedi imzalarken yaptığı bir hata üzerinden şantaj yapacaktır. KROGSTAD: Bayan Helmer, açıkça görülüyor ki ne suç işlediğiniz konusunda hâlâ en ufak bir fikriniz bile yok. Ama size şunu söyleyeyim benim kusurum da bundan daha büyük ya da küçük değildi ve tüm itibarımı yok etmişti. (İtibarın yok edilişi vurgusu önemli çünkü bir erkek suç işlediği için bu duruma düşerse kadının çok daha beter hale geleceğinin göz dağı veriliyor) NORA: Siz mi? Bana bir zamanlar karınızın hayatını kurtarmak için her şeyinizi tehlikeye attığınızı mı söylemeye çalışıyorsunuz? KROSGTAD: Yasa önünde nedenlerin önemi yoktur. NORA: O zaman bunlar çok kötü yasalar olmalı. KROSGTAD: Kötü veya değil, ben bu kağıdı mahkemeye sunarsam bu yasalara göre yargılanacaksınız. NORA: Buna inanmıyorum. Ölüm döşeğindeki babasını endişe ve meraktan korumaya çalışan bir kızın, buna hakkı yok mu? Bir kadının kocasının hayatını kurtarmaya hakkı yok mu? Yasalar hakkında çok şey bilmeyebilirim ama bir şeyden eminim: Yasaların bir yerinde bu tür seylerin hoşgörüldüğü yazılı olmalı..." Eril tahakküm o seviyede ki bir erkeğin itibarı, hayatı ancak bir erkeğin katkısıyla kurtulabilecektir. Kadın erkeğin itibarını sarsmamak ve kesinlikle düşürmemek için hareket etmeli ve genelde toplumda itibarı düşüren şeyin de toplum gözünde kadınların uyanışının olduğu görülmektedir. (Doğruluğu konusunda her ne kadar emin olmasam da okuduğum bir makalede Nora eserinin gerçek hayatta İbsen'in hayatında yer edinen ve benzer bir dramı yaşayan Laura adında bir kadının hikayesinden etkilenmesi üzerine kaleme aldığı yazılmaktaydı. Eğer gerçekse Laura sonrası dönemin eserleri ise olgunluk eserleri olarak göze çarpmaktadır. Laura da yaşadığı maddi manevi sorunlarından kocasının haberi olmadan kurtulmaya çalışır ve sonrasında başaramadığı için ruhsal çöküntülere uğrayan bir sürece adım atar.) NORA eserin içeriğinde yaptığı hata sonucu kocasının sözde "itibarını" yok edeceği için düşeceği aciz konumdan kurtulmanın yollarını ararken herkes tarafından uygulanan ve herkes tarafından kolayca tahmin edilen iki yolu düşünür. Lakin borç aldığı adamın, ona şantaj yapıp zor zamanlar yaşatan adamın dahi Nora'nın hamlelerinden haberdar olması Nora'nın içindeki ilk uyanışı tetikleyecektir. 19. Yüzyıl Avrupası ve kadın haklarının henüz söz konusu bile olmadığı seçme seçilme haklarını eserin yazımının üzerinden geçecek olan on yıllar sonra kazanacakları bir İskandinavya... Ve bir kadın toplum gözünde suç işlediğine inandırılırsa kendi itibarını korumak için izleyeceği iki yok vardır. Bu hep böyle gelmiştir. Kim çizmiş bu rolleri? Toplum ve yasalar onlar kim? Onlar bir kadının kocasını veyahut sevdiği başka bir erkeği kurtarmak pahasına olsa da kendi kendine bir işlem yapmasının önünü tıkayan mekanizmadır. NORA sanki kendi kendine icat ettiği bu yolun ona çizilen kader olduğunun farkına varınca aksi yönde bir mucizeye adım atmaya koyulacaktır. Peki nedir bu iki yol? Toplum istedi diye aşağılık konuma itilen bir kadının izleyeceği iki yol: kaçmak ya da intihar etmek. Artık bu iki yol için çok geçtir. Ayak parmaklarının ucundan başlayan uyanış tüm bedenini sarmaya başlamaktadır. Ne kaçmak ne de intihar etmek. Üçüncü yolu seçmek varken neden kolaya kaçsın ki bir kadın artık hem bedenen, hem fikren hem de ruhen var olduğunu kanıtlayacak bir kadın olma yolundadır. Kocası KROSGTAD'ın yazdığı ve Nora'nın ondan nasıl borç aldığını anlattığı mektubu son perdede okuyacak ve sekiz yıldır her gün "küçük kanaryam" "küçük sincabım" diye sevdiği çocuklarının anası olup onun her türlü isteğine boyun eğen kadını şöyle aşağılayacaktır. HERMER: Bütün mutluluğumu yıktın, geleceğimi mahvettin. Düşünmesi bile korkunç! Şimdi vicdansız bir adamın insafına kaldım!... Bittim ben, ben artık zavallı bir hiçim ve bunun tek suçlusu da kuş beyinli bir kadın!... Seninle ben de sanki hiçbir şey olmamış gibi görünmeye devam edeceğiz. Ama çocukları büyütmene izin verilmeyecek, bu konuda sana güvenemem.... Arada kapı çalar KROSGTAD'ın başka bir mektubu gelir ve pişman olduğunu senedi geri gönderdiğini her şeyi unutmak gerekir gibisinden bir şeyler yazacaktır. Koca kendi onurunu kurtarmış artık Nora'yı eskisi gibi bir nesnesi olarak kalması şartıyla affetmeye hazırdır. NORA üstünü değişir gitmeye hazır bir kıyafet geçirir üzerine. Ve artık üçüncü yolu o anlatsın bize yeter kocasının (erkeklerin) konuştuğu.. NORA: Sekiz yıldır evliyiz. Seninle benim karı koca olarak, ilk defa ciddi bir konuşma yapıyor olmamız sana tuhaf gelmedi mi? .... Babamın evindeyken o bana her konuda fikirlerini söylerdi, ben de aynı fikirleri benimserdim. Farklı düşünmeye kalktığımda sesimi çıkarmazdım, çünkü bu onun hiç hoşuna gitmezdi. Bana oyuncak bebeğim derdi, tıpkı benim bebeklerimle oynadığım gibi benimle oynardı. Sonra senin evine geldiğimde de... Babamın avuçlarından seninkilere düştüm. Sen her şeyi kendi zevkine göre ayarladın, ben de senin zevklerini benimsedim ya da benimsemiş gibi yaptım... Sen ve babam, bana çok büyük haksızlık ettiniz. Bu hayatta hiçbir şey olamadıysam suç sizin.... Senin oyuncak karın oldum, tıpkı babamın oyuncak kızı olduğum gibi. Çocuklarım da sırası geldiğinde benim oyuncaklarım oldular... Kendimi eğitecek adımları atmak zorundayım. Sen bana bu konuda yardım edecek bir adam değilsin. Bunu kendi başıma yapacağım. Onun için de seni terk ediyorum... Kendimi ve hayatımı anlayacaksam önce kendi ayaklarımın üstünde durmam gerek. Bu yüzden artık burada seninle kalamam.... Kutsal bir görevim daha var. Kendime karşı görevim.. Çoğunluğun söyledikleri ya da kitaplarda yazanlar bana yetmiyor. Her şeyi kendi başıma düşünmem ve anlamam lazım... Yasa denilen şeyin, benim sandığımdan Çok daha farklı olduğunu öğrendim ve bu yasanın doğru olduğuna kendimi inandırmam imkansız.... Seni artık sevmiyorum... (kocası: kimse sevdiği uğruna onurunu feda etmez) Yüzlerce, binlerce kadın yapıyor bunu. İkimiz de tamamen özgür olmalıyız. Al,işte yüzüğün. Benimkini de ver... (söyle nasıl birlikte olabiliriz) ikimizin de öyle değişmemiz lazım ki... Ah Torvald, artık mucizelere inanmıyorum.... Elveda....
Bir Bebek Evi (Nora)
Bir Bebek Evi (Nora)Henrik Ibsen · Agora Kitaplığı · 2012757 okunma
··
907 görüntüleme
Gönül. okurunun profil resmi
Yine ne kadar aydinlanticı ve teşvik edici bir inceleme. Bu kadar emek için elinize sağlık. Sabah sizin "Hortlaklar" için yaptığınız incelemeyi okudum ve Henrik İbsen'i okumalayım diye düşündüm.Öğlen kırtasiyeye gitmiştim orada sahaf kısmında "Yaban Ördeği"ne rastlamak o kadar güzel bir tesadüf oldu ki:))Hemen aldım, hem de 2 liraya.
Adem okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim hocam :) Yaban Ördeği eserini de bir aksilik olmazsa yarın okuyacağım ben de. İbsen çağın çok ilerisinde yer alan bir yazar. Ona hayran olmamak elde değil. Nora ve Hortlaklar cidden çok güzeldi. Az okunan bir yazar edebiyat kargaşasında bu yazarları bulmakta zorlanıyoruz bazen bulunca da daha çok üstünde durmak istiyorum. Yazarın aktardığı duyguları başkalarının da hissetmesini istiyorum sanırım.
4 sonraki yanıtı göster
Seda okurunun profil resmi
Yine emeğine sağlık Hoca'm, oldukça faydalı ve feyiz verici bir inceleme kaleme almışsın. Bu haftaki ödev kitabımız bu, kitabı okumadan önce senin incelemene denk gelmek fevkalade oldu, tırtıklarım ucundan kıyısından:)
Adem okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkür ederim Hocam. Güzel bir ödev kitabı olmuş. İyi okumalar dilerim. :)
Psyche okurunun profil resmi
Öncelikle okuduğun ve incelediğin için çok teşekkür ederim Adem, sayende Ibsen'e dair çok güzel bir inceleme kazandık. Az okunan kıymetli eserlerin tanıtımını üstlendiğin için senin okuman çok kıymetliydi. Nora'yı okuyalı epey oluyor ama yazdıklarınla sanki az önce okumuş gibi hissettim. Yaklaşık iki yüz yıl evvel bambaşka bir coğrafyada ele alınsa da kadın, ekomomik özgürlüğüne kavuşamadıkça aile içi ve dışında her zaman bu mobbinge maruz kalıyor. Klişe ama vazgeçilmez Virginia Woolf'un sıralaması da bu bağlamda manidar; "Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!"  Ibsen tiyatroda ilk kez bunu gözler önüne sermiş ve hala etkisi geçerli, özellikle Türkiye'de. Laura konusunda bilgim yoktu buna bakacağım bende, ezcümle düşüncelerini çok güzel ifade etmişsin, buna inandığım için okumanı arzu etmiştim zaten. Kenarda saklanan yeni oyunları, kitapları keşfetmek üzere, yeniden emeğine sağlık! 🌸
Adem okurunun profil resmi
Bu okumayı biraz daha öne çekmiş olduğun için ben teşekkür ederim asıl. Evet Woolf'un sözleri geçerli kadınların ikinci cins olarak görülüşünün sona ereceği günlere kadar. Birçok ülkede final bölümünün değiştirilerek oynandığını da okumuştum. Bir perdesinin daha taslak halinde olduğunu da lakin bilgi kirliliği de olabilir yabancı kaynaklardan okuyamadığım için tam olarak emin değilim. Yeni kitaplarda tekrardan görüşeceğimize eminim. Yorumun için tekrar teşekkür ederim. :)
hypatia okurunun profil resmi
Uzun zamandır merak ettiğim bir kitaptı bu güzel inceleme için teşekkür ederim🌿 Ibsen oyunlarının ardından bir diğer okumayı istediğim kitap da şu, Ibsen'in kadınlarını bir bakış açısı altında güzel toparlamış gibi duruyor
Ibsen'in Sıradışı Kadınları
Ibsen'in Sıradışı Kadınları
Adem okurunun profil resmi
Bu kitaptan haberim yoktu onu da listeme ekleyeceğim. Oyunlarından sonra okunması gereken bir kitap gibi duruyor dediğin gibi. Yorum ve kitap önerisi için ben teşekkür ederim. İncelemeyi beğenmene sevindim. :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.