Kütüphanemde okuduğum kitaplar arasına bir yenisi daha ekledim. Bu kitabın diğerlerine göre bir farkı var, ilk dedektif tarzı okuduğum roman oldu. Sherlock Holmes yazarı Arthur Conan Doyle umarım ilk tercihim onun olmamasından dolayı alınmamıştır.
Kitabın dış kısmı ilgi çekici değildi. Kişiden kişiye değişir, bu bakış açısı. Söylediklerinizi duyar gibiyim, tabikide haklısınız kitabın içeriği daha önemlidir.
Bütün roman karakterlerinin roman içinde bir koltuğu olur. Bizler ilk sayfaları okumaya başlayıp, karakterle tanışmadan sonra ilerleyen sayfalarda roman kahramanı ve okuyucu yavaş yavaş bir tek beden içinde olmaya başlar. Okuyucu karakterin duygusunun alır ve karakterin ismiyle birlikte o koltuğa kendisi oturur. Ben bu kitabı okuduğum ilk andan itibaren "Gurney" koltuğunu bana bıraktı. Gurney'e cömert ve nazik davranışı için teşekkür ediyorum.
Kitap ilk başlarda yavaş tempoda yazılmış. ilk cinayetle birlikte, kitap; okuyucusunu diğer sayfalara sürükleyici bir zaman dilimine geldiğini hissettirdi, hissettim.
Kitabın bende ayrı bir his oluşturdu tek yönü var. Genellikle tek kahraman üstünden ele alınarak içerik ilerletir ama diğer karakterlerin bazı yerlerde ön plana çıkarılarılmıştır. Gurney'in bazı yerlerde geri planda kalması ve diğer karakterleri dinlemesi ve yorumlaması ayrı bir haz katmıştır romana. Kitap Gurney'i bazı yerlerde dinlendirmiş olmalı ki ; zaten Gurney uzakta ve geri planda durmayı seven bir karakter.
Kitap içeriğinde, yok yok!
Polisiye(dedektif), macera, aşk , dram, aile bağlantısı-sorunları, psikoloji, teknoloji (sistem), heyecan, karamsarlık, sürükleyicilik... ve mutlu son.
Yazarın ilk romanı olması ve böyle bir kitap kazandırması dünya'ya çok başarılı buluyorum.
Şuan benden en önemli sorunun cevabını almak istiyor olabilirsiniz .
Tavsiye edilecek bir kitap mı diye soruyorsanız ?
Bence kesinlikle okunmalı. Çünkü; daha önce bu kadar geniş kapsamlı bir içeriği olan kitap okumadım.