Bülbülün Kırk Şarkısı hayatım boyunca her bir cümlesinde durup düşünerek okuduğum belki de tek kitap. Aslında küçüklüğümüzden beri annemizin, babamızın yahut dedemizin, ninemizin bize bir masal gibi anlattığı iki cihan serveri Muhammet Mustafa (sav) hayatını
İskender Pala'nın eşsiz kaleminden okuyorsunuz.
Hep bildiğim şeyleri aslında hiç bilmiyormuş ve ömrümde ilk defa duyuyormuş gibi soluksuz okuduğum, bitmesin diye sayfalarını çevirmeye kıyamadığım bir eserdi. Her satırında o günleri, nur yüzlü peygamberimizi görememenin hüznü ta içime işledi. Bu eşsiz hikayeyi böylesine güzel bir şekilde kaleme aldığı için
İskender Pala'nın diline bir kez daha hayran kaldım.
Kitabı okurken özellikle de sonrala yaklaşırken sayfa sayısının azlığı beni çok üzdü. Keşke 590 sayfa değil de 1590 sayfa olsaymış dedim hep. Şu çivisi çıkmış dünyadan uzaklaşıp bir kaç günlüğüne Efendimizin zamanına gidip oralarda vakit geçirebilmek asla yetmedi bana.
Manevi açıdan da kendinizi doyurmak isteyebileceğiniz bu ayda kesinlikle okuma listelerinizin başına ekleyebileceğiniz bir kitap. Keyifli okumalar.
"Her şey fanidir; baki olan ancak Allah'tır. Evvel gelip geçenler de bize ibret alacak şey çoktur. Ölüm bir ırmaktır girecek yerleri fazla ama çıkacak yeri yoktur." syf:149
