Hormonların özellikle tarihsel süreçte tanımlanmalarına dair merakınız varsa bu kitabı kesinlikle okuyunuz. Konu hakkında altyapınızın olmamasından korkmayın. Yazar oldukça anlaşılır ve açık bir seviyeden anlatıyor. Öncelikle yazarın bilim tarihi ve sosyolojisi, gazetecilik, tıp eğitimi almış olması kitabı çok zengin ve çekici kılmış. Gazeteci bakışıyla aslında yer yer insanlık açısından kara bir leke olan bir olayı ele alıp bunu doktor bakış açısı ile hormanları referans alarak açılım sağlıyor. Kara bir leke çünkü hormonal bozukluğu olan insanların nasıl cadılaştırılıp toplumdan dışlandığı ölüme terk edildiği ve öldükten sonra dâhi rahat bırakılmamasını şaşırarak okuyacaksınız. Ki kapitalist medeniyetin bunu tüketim malzemesi yapması da cabası.Olayları tarihte yapılmış deneylerle de anlatıyor. Yer yer ironi dili de kitaba letafet katmış. Hormonlar gerçekten de alt başlık olarak geçen hayatımizdaki hemen her şeyi kontrol eden salgılar olması bağlamında dikkatinizi çekiyorsa kesinlikle okuyun. Hormon ve duygu ilişkisine de yer yer parantez açıyor. Kuru akademik bir dili yok kurgusal olarak olayları anlatıp hormonları incelemesi kitabı çekici kılıyor. Aynı zamanda tıp ve ahlak ilişkisine dair de oldukça dikkat çekici pencereler açıyor. Çevirmenin de ellerine sağlık ki Nietzsche Ağladığında kitabının çevirmeni. Yazarın kitabın sonundaki teşekkürü de oldukça zarif olmuş. Yayınevine de bu güzel kitaptan dolayı teşekkür etmek gerek. Bir kitabı daha var yazarın inşaallah o da tercüme edilir. Gerçekten metis harika bir yayınevi. Sanırsam kaynakçada çok yabancı kaynak ve belge olmasından dolayı yayınevi kaynakçaları en arkada yayınlamış dikkat bozmaması için olsa gerek.

Hormonların GücüRandi Hutter Epstein · Metis Yayınları · 2020103 okunma

·

172 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.