Tyler'ın hep söylediği gibi hissediyordum kendimi, tarihin süprüntü ve
kölelerinden biri olarak. Hayatta hiçbir zaman sahip olamayacağım
bütün güzellikleri yıkıp yok etmek istiyordum. Amazon yağmur ormanlarını
yakmak istiyordum. Uzaya klorofluorokarbon gazları pompalayıp
ozon tabakasında koca koca delikler açmak istiyordum. Dev
tankerlerin boşaltma vanalarını açmak, açık denizlerdeki petrol kuyularının
kapaklarını kaldırmak istiyordum. Yemeye paramın yetmediği
bütün balıkları öldürmek, asla göremeyeceğim Fransız kumsallarını
kirletmek istiyordum.
Bütün dünyanın dibe vurmasını istiyordum.
O çocuğu yumruklarken aslında yapmak istediğim, sikişmeyerek
türünü tükenmeye mahkûm eden her pandanın ve pes edip kendini
karaya atan her balinanın, her yunusun alnının ortasına bir kurşun
sıkmaktı.
Bunu türlerin yok oluşu olarak görmeyin. Eleman azaltımı gibi görün.
Binlerce yıldır insanoğlu bu gezegendeki her şeyin içine etmiş, her şeyi
boka çevirmişti ve şimdi tarih benden herkesin pisliğini temizlememi
bekliyordu. Boş konserve kutularını suyla çalkalamalı ve yassıltmalıydım.
Kullandığım her benzin damlasının hesabını vermeliydim.
Ayrıca, nükleer atıkların, gömülmüş mazot tanklarının ve ben
doğmadan bir kuşak önce atılmış çöplerin oluşturduğu zehirli yığınların
faturasını üstlenmek zorundaydım.