Nietzsche köle ahlakı ve efendi ahlakı üzerinden iyinin ve kötünün tanımlamalarını yapmış. O en çok eleştirdiği Hristiyan ahlakı ile insan kendi doğasını, geleceğini, mutluluğunu, umudunu Tanrı'ya kurban ediyor. En güçlü insanlar bile dinsel olanın karşısında boyun eğip yanardönerlikle onaylanma isteği içerisine giriyor. Bütün dinlerde özellikle şu üç newroz ortaya çıkar: inziva, oruç ve cinsel perhiz. Kadın ya da erkek buluğa erişiminin bastırıldığında aziz ya da azize ilan ediliyor. Nietzsche'ye göre insanı sevmek en soylu ve en zor duygudur. Kutsal artniyet olmadan bunu başarabilen insan en yükseğe ulaşmış sapıtmış insandır. Nietzsche her şeyi eleştirirken olması gerekenin ne olduğu noktasında bize gerçek bir temellendirme yapamadığını düşünüyorum. Eleştirdiği durumların hakikati gerçekleşmiş olsa bile bunu bile eleştirip aşağılıyor bu noktada ben Nietzsche'nin her şeyi sadece sırf eleştirmiş olmak için eleştirdiğini düşünüyorum. Din belli bir kesimi dinsel örgütlerle insanları uzakta dışta tutup halkın kralı ilan etme gücünü kendisine verir. Böyle yerde çilecilik ve püritenlik kaçınılmaz olur. Nietzsche tüm değer biçmeleri aşağı çevirir ve Hristiyanlığın gelmiş geçmiş en vahim türden yüksekten atma olduğunu savunmuştur. Nietzsche bilime olan yaklaşımında ise bilimdeki neden-sonuç ilişkisinin bir yanlış filoloji, yorumlama ve anlam saptırması olduğunu düşünür. Doğa yasalarının tanrıtanımazlığa karşı kabaca bir düşmanlık için oluşturulduğunu ve dünyanın hesaplanabilir zorunlu gidişatının, olan yasaların egemenliğinden değil eksikliğinden kaynaklandığını savunur. Olanaklı en fazla aptallık ilkesini olanaklı en az çaba ile Darwincilerin kullandığını söyler. Stoa felsefesine yaptığı eleştirilerden biri de stoacılıkta doğa yasalarındaki zorunluluk gibi insanın da kaderden kaçamayacağını kabullenmesi gerektiğini söyler ancak yaşamak tercih etmektir, değer vermektir ama stoacılar kendi ahlakının idealini doğaya dikte etmeye çalışmıştır. Könisbergli Çinli diye bahsettiği Kant'ın ahlakına eleştirisideyse niyet ahlakında eylemin iyi kötü oluşunun sonucunda değil kaynağında aramaya başlamasını yüzeysellik olarak görür ve davranışlar niyetle yorumlanmamalı, ahlak kendini aşmalıdır. Felsefenin ne olduğu konusundaki tartışmalarda da ilahiyatın uzun süre felsefenin besleme kızı olduğunu ifade etmiş ve felsefenin ne olduğunu öğrenmek zordur. Çünkü öğretilemez, insan onu yaşantıdan çıkararak bilmelidir ya da bilemem gururunu taşımalıdır derken acaba Sokrates'in bildiğim birşey varsa o da hiçbirşey bilmediğimdir anlayışıyla felsefenin ne olduğunu bilememek gururunu taşımanın aynı şey olduğunu düşünmüş müdür? Son olarak kadınları sürekli aşağılayan filozoflar gibi Nietzsche de kadınlar tarafından reddedildiği için bunun acısıyla kadınları sürekli eksik yetersiz zayıf bir varlık olarak görmesi kaçınılmaz olacak. Kadını beceriksiz, aptal, ilgiye ve korunup kollanmaya muhtaç bir varlık olarak gören Nietzsche kadın ve erkek eşitliğinin sığ bir düşünce olduğunu, modern yaşamla birlikte kadının ekonomik ve hukuksal bağımsızlığını kazanmakla kadının kendini geliştirmek yerine daha da gerileyeceğini, kadınsılığını kaybedeceğini savunurken aslında kadını sadece kendi bakış açısındaki o özelliklere hapsederek, kendisini haklı çıkarmak için buna karşı çıkmaktadır. Gayette Kendisi de biliyor ki kadının kurtuluşu ile bağımsızlığıyla kendini gerçekleştirilebileceğini biliyor ancak kabul etmek istemiyor. Ki kadının eksik bir varlık olduğunu düşünüp modern toplumda yer almaya başlayınca kadınsılığını kaybedeceğini düşünmek bir çelişki barındırıyor. Kadınsı olmak, o sıraladığı aşağılayıcı kadın özelliklerine sahip olmak eksiklikse bunu kaybetmek neden kötü bir durum olsun. Nietzsche de diğer erkekler gibi güçlü kadınlardan her zaman korkmuştur ve güçlü bir kadın tarafından(Salome) reddedilmenin acısıyla böyle bir savunma mekanizması oluşturmuştur. Bunu da ona çok görmemek lazım, olur öyle şeyler Nietzschecim.

İyinin ve Kötünün ÖtesindeFriedrich Nietzsche · Say Yayınları · 20154,676 okunma

·

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.