Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

121 syf.
8/10 puan verdi
SENİN GERÇEĞİN NE?
Hiç zorlanmadan 1-2 saatte bitirebileceğimiz akıcılıkta ve ilginç hikayelerin anlatıldığı ama bana ‘TESADÜF’ kelimesi üzerine en az bir saat araştırma yaptırmış öykü kitabı.. Kitap içerisindeki hikayeler tamamen gerçekten yaşanmış olaylar ,kişilerin isimleri sadece baş harfleri verilmekle yetinmiş yazar.Onun dışında olayın geçtiği yer ve zaman belirtilmiş tüm hikayelerde.. Kitap içerisinde bölümlere anlatılan bazı hikayelerin başlıkları verilmiş o başlık altında peş peşe bir kaç hikaye daha anlatılmış. Bölümlere ismini veren hikaye başlıkları ise şunlar; 1-Kırmızı Defter 2-Neden Yazıyorum? 3-Kaza Raporu 4-Hiçbir Anlamı Yok Kitapta anlatılan tüm öykülerin ortak bir noktası var. Hepsi tesadüf barındırıyor ve ilginçlikleri öykü sonuna kadar şaşkınlık duygusu içine sizi hapsediyor.Bir öyküyü şaşırarak bitirdiğinizde diğer öyküyle beraber yeni bir şaşırma dalgası içinde buluyorsunuz kendinizi belkide 1-2 saatte okunabilir bir kitap olması bu yüzden. Şimdi tüm olayları yaşayan ya yazarın kendisi ya da yazarın arkadaşları, eşi dostunun ona anlattıkları.. Hani bir arkadaş kümesi bir araya gelir çay kahve eşliğinde rastlantısal konular seçerek sohbet ederler ve muhakkak içlerinden birinin anlatacak ya tanık olduğu ya da kendisine anlatılan oldukça ilginç bir olay vardır dinlersiniz öyle bir olayı, o arkadaş kümesi kendi hayatlarına dağıldığı andan itibaren arabasını parkettiği yerden alıp trafik boyunca tüm rutinler otomatiğe alınmış gibi yapılırken aslında yoğun olarak o ilginç olayı düşünürsünüz birkaç saat düşünmeye devam edersiniz sonra bir çağrışım hatırlatana kadar unutur gidersiniz, işte bu kitap böyle bir kitap. Anlatılan öyküleri Antalya falezlerinin üstünde Atatürk Parkında bir cafe’de buluştuğum arkadaşlarımla ,üzerimde yazlık kıyafetler , mis gibi deniz kokusu, saçlarımda rüzgarı hissettiğim hafif bir esinti, arada servis edilen yiyecek ve içecekler eşliğinde dinlemek isterdim.Evde kös kös oturarak ve kitaptan okuyarak değil de..Neysemm bu günlerde böyle sabrediyoruz:) Kitabı okumam boyunca düşündüğüm tek şey ;GERÇEK NE PEKİ? sorusu oldu. Yani insanların hayatında bu kadar rastlantısal olaylar, tesadüfî durumlar nasıl yaşanır ? Bu soruyu kitaptaki birkaç öyküden örnek vererek açıklamak istiyorum bundan sonraki birkaç cümlemde.. Yazarımız kız arkadaşı ile Fransa’da bir köyde bir evde yaşıyorlar bir süre temel ihtiyaçları karşılayabilecek bir maddi kaynakları var açlıkla boğuşuyorlar bazen.Bir gün evde tek soğan ve bayat bir pasta kalıyor ve tart yapıyorlar(nasıl bir tartsa:/) Onu da yapmayı beceremiyorlar açlık artık son haddinde. Köye yılda iki üç kez habersiz gelen National Geografic fotografçısı bir tanıdıkları var ,açlıktan dilleri dışarda vaziyetteyken o fotoğrafçı çıkıp geliyor bunlara güzel bir lokanta ziyafeti çekiyor.. Şimdi yazar bu iki olay arasında bir bağlantı kuruyor tesadüfin böylesi diye anlatılmaya değer ilginç bir öykü yazıyor .. Bir diğer öyküde yazarımızın hayatı boyunca hatırladığı dört kez araba tekeri patlaması yaşantısı var ve her seferinde üniversiteden arkadaşı aynı adam bu dört lastik patlaması olayında yan koltuğunda oturuyor.Lastiklerin patlamasının bu arkadaşının lanetli olabileceğine bağlıyor.. Küçük Prens’in yazarı(fransız yazar) ile kendi ailesinin Amerika’da aynı apartman dairesinde oturmuş olması ile Fransa’da dört yıl oturması arasında bağ kuruyor. Ailesiyle kiraladığı yazlık eve bir kadın çocuğuyla tanışmaya geliyor, Kadının çocuğu merdiven boşluğunda koca vazoyu kırıyor yazarımız cam kırıklarını temizlemek için oraya kadar gidip temizliyor süpürürken kendi kızının ayağı tökezliyor havada uçuyor o merdivenin orada o esnada kendisi olmasa kızı camdan fırlayıp büyük bir kaza geçirecek.Şimdi yazar bu iki olay arasında bağlantı kuruyor. Yani kitap yukarıda anlattığım bu ve benzeri öykülerden oluşuyor tamamen. Benim merak ettiğim ve araştırdığım husus ise; TESADÜF DİYE BİR ŞEY VAR MI? Tesadüf ne demektir? Şimdi kendi yaşantımızdan da örnekler vereceğimiz tesadüfî pek çok olay vardır ve kişiselleştiririz çoğu zaman hatta mistik bir anlam yükleriz başımıza gelen bu türden olaylara BANA TANRISAL BİR MESAJ GELİYOR diye yorabiliriz, sonra nasıl şizofren oluyoruz şaşırırız:))) Yaptığım araştırma okumaları sonucunda vardığım sonuç şu oldu karantinadan bunalmış sayın inceleme okuru:) Tesadüf dediğimiz herseyin bir açıklaması var Ama beynimiz öyle bir makina ki her şeyi neden sonuç ilişkisi içerisinde açıklayıp anlamaya programlı lakin açıklayamadığı karmaşıklıkta bir olay silsilesi ile karşılaştığında mistik bir anlam yüklemek ve şaşırmak ilk tepkiler arasında.. Yalnız bu türden olaylar ne mistik ne de özel bir anlama geliyor sadece şaşırtıcı olmak dışında bir özelliği yok.Ortada bir gerçek var bu tesadüflerin arkasında ve bu gerçeği öğrenmeye en yakın elimizdeki güç ise tabiki de BİLİM!!! Şimdi öncelikle doğadaki her şey uzay ve zaman ölçeğinde.Bunu önce kavramamız lazım. Olasılık diye bir bilim var, İstatistik diye bir bilim var ve bizim bu nasıl bir tesadüftür diye heyecana kapıldığımız her şey ihtimal dahilinde aslında. Sadece bize ilginç gelen o iki bağlantı ihtimallerden gerçekleşmiş olanı.. Algıda seçicilik de diyebiliriz bu şaşırtıcı bulduğumuz tesadüfi durumlara.Beynimiz bir oyun oynuyor sadece.. Hülasaten; tesadüf dediğimiz her şey doğa içerisindeki yasaların sonucu ve bilim çerçevesinde mantıksal açıklamaları var. Sevgili yazarımız sağol varol,bir Sosyal Bilimci olarak bir kez daha Matematik, Olasılık ve İstatistik az biliyor olmamı yüzüme çarptığın için.. Sayın çok sevgili Lise 1 de 1 yıl derslerimize gelmeyen Matematik Öğretmeni ve çözüm bulmayan İsmail Dönmez müdür efendi siz de varolun sağolun, Allllaahhh sizi mutlu etsin!! :)) Yani sevgili kitap severler, mistik filan anlam yüklemeyin tesadüfi durumlara, kendinizi bu tür durumlar üzerinden özel hissedecek kadar düşürmeyin derim ben:)))) Ve ve ve gelelim kapanış cümlesine; Sizin bu kitabı okumuş ya da okuyacak ya da okumayacak olma olasılığınız ile benim bu kitabı okumuş olma olasılığım ihtimali EŞİT!! Keyifli Okumalar:)
Kırmızı Defter
Kırmızı DefterPaul Auster · Can Yayınları · 20181,237 okunma
··
474 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.