Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
"Bir kedi sadece bir kedidir. Ama Saha, Saha'dır."
Alain evinde, kedisini rahat ettimek istiyordu. Saha'yı hiçbir zaman yirmi beş metrekarelik bir alana tutsak durumda sıkışmış, günün her saatinde ortalıkta dolaşırken ve kedice düşüncelerine dalmak, gölgede yalnız kalma hevesini dindirmek için, oturma odasına gelişigüzel serpiştirilmiş dev koltukların altına, minnacık Hole ya da aynayla gizlenmiş duvar dolaplarından birine sığınmak zorunda kalırken görmemişti. Ama Saha her türlü güçlüğü yenmek istiyordu. Düzensiz yemek, yatma ve kalkma saatlerine uydu, gece meskeni olarak banyoyu ve havlu ile örtülü bir tabureyi seçti ve Çeyrek Teker'i tiksinti ya da yabancılık göstermeden keşfe koyuldu. Hatta mutfakta "mini mini"yi çiğ ciğer yemeye çağıran Madam Buque'ün saçmalıklarını bile sabırla dinledi. Alain ile Camille dışarı çıktıkları zaman, baş döndürücü taraçanın duvarına yerleşerek hava boşluklarını incelemeye, aşağılarda uçuşan kırlangıç ve serçelerin sırtlarını sakin bir bakışla izlemeye koyuldu. Altındaki dokuz katlı uçuruma hiç aldırış etmemesi, duvarın üstündeyken uzun uzun yalanmayı bir alışkanlık haline getirmesi Camille'yi çileden çıkarıyordu. Alain'e "İndir, indir şunu!" diye bağırıyor. "Başımı döndürüyor, ödümü koparıyor!" Alain bilgiçlikle gülümsüyor, yaşama ve beslenme zevkine kavuşan kedisine hayran hayran bakıyordu..." İşte karşınızda Alain'in vazgeçilmezi Dişi Kedi Saha.. Kitaptan bir bölüm olan bu uzun girişi yapmak zorundaydım. Çünkü Colette demek kedilerle uzun bir yaşam demek ve Colette'yi "tanıyanlar" için muazzam bir kitaptır Dişi Kedi. Kedilere olan düşkünlük sıralamasında yazarlar arasında en üstlerde yer alan biridir Colette. Yazarın hayatını bilmediğimiz vakit bir hayvanın, bir betimlemenin, bir sözcüğün ifade etmek isteği duyguyu anlamlandıramayız. Lisede bir edebiyat hocam da buna yakın bir şey söylerdi "herkes Sait Faik okur ama herkes Mahalle Kahvesi'nde anlatılmak istenilene erişemez" çoğu kişi arka planda yatan düşüncelerden, yaşantılardan habersiz bir şekilde okumak için okur bir eseri derdi bize. Halbuki bir kelime bile o yazarın en vurucu yönünü aktarabilir bize lakin o yazarı tanıyabilirsek.. Benim yazdığım bu satırlardan önce kitaba iki inceleme yazılmış. Buraya kadar okuyanlar lütfen iki incelemeye göz atıp geri dönsün. Bir yazarı az tanıyan ve daha fazla tanıyan iki insanın arasındaki yorumlama farkını anlamlandırmak için önemli bir durum bu. İlk incelemeye sahip kişinin daha içten ifadelerle kitabı yorumladığını göreceğiz çünkü öncesinde Colette'yi okumuş Avare Kadın'ını da yorumlamıştır. Zaten Avare Kadın'ı okuduktan sonra Colette üzerine konuşmamak elde değil sanırım... Kitap kurgusunun karakterlerinden birinin bir hayvan olduğu kitaplar vardır. Lakin ben betimlemelerinde benzerlik kurduğum ve epey bir süre önce okumuş olmama rağmen çağrışım yaptığım kitaplardan biri Thomas Mann'ın Efendi ile Köpeği kitabı oldu. Mann kitabında av köpeği kırması Bauschan ve sahibinin hikayesini anlatıyor. Derin gözlemeler içeren bir kitap olarak aklımda kalmıştı. Bauschan'ı anlatan bir ifadeye bakalım. "Şakalaşmanın etkisiyle ağzının kenarının hayvanlara özgü çökük yanağına doğru seğirdiğini, siyahımsı yüzünde insan gülüşünün fizyonomik bir ifadesinin ya da sadece bu ifadenin belli belirsiz, çarpık ve melankolik bir yansımasının belirdiğini, sonra tekrar yok olarak yerini korku ve mahcubiyet ibarelerine bıraktığını ve yeniden zorla ortaya çıktığını görmek içimi cız ettirir..." Şimdi de Saha'nın olduğu bir bölüme daha bakalım. "İyi, ama bir kedi kemiği yanda sert bir et parçasını cilalı bir yerde yiyemez ki! Kedi tabağından kemiği alıp da yemeden önce halının üzerine dayadı mı, pis olduğunu söylerler. Oysa kedi avını yırtar ya da parçalarken, pençesi altında tutmak zorundadır, bunu da toprağın ya da halının üstünde yapabilir. Ama kimse bilmez işte... Harika bir gözlem yeteneği olan yazarlar bunlar. Son olarak Woolf'un Flush eserinde bir köpeğin bakış açısından bize sunduğu izlenimlerinden bir kısmını paylaşarak Dişi Kedi eserine dönmekk istiyorum. "Flush düşmanını öldürmek için iki kere elinden geleni yapmıştı- ikisinde de başarısızlığa uğramıştı. Peki neden başarısızlığa uğramıştı, bunu soruyordu kendi kendine. Çünkü Miss Barrett’i seviyordu. O öyle en hiddetli ve suskun haliyle divana uzanmış yatarken, kaşlarının altın­dan onu seyreden Flush, onu sonsuza kadar seveceğini an­ladı. Hiçbir şey öyle basit değildir, işin içinde iş vardır. Mr. Browning’i ısırdı mı onu da ısırmış oluyordu. Nefret nefret değildir; nefret aynı zamanda aşktır da." Colette'nin bu kitabında kedisine çok bağlı olan Alain'in evlilik arifesinde olduğunu görüyoruz. Yalnız hayatında bir dişi daha var ve o kedisi Saha. İki dişinin Alain üzerindeki hakimiyet mücadelesinin trajik sonuçlarını okuyacağız satır aralarında... Ben ilk on sayfayı okuduktan sonra kitabın sonunda neler olacağını ve kurgunun tahmini olarak nasıl devam edeceğini biliyordum. Çünkü Colette varsa bir yerde ve geçmişinde erkek eşleri tarafından ihanete uğrayan bir Colette'nin kedilerle uzun zaman yaşadığını biliyorsanız kitabında Kedi'nin istediği olacağını tahmin edersiniz. Çünkü Colette bu kitabını eşinden ayrıldıktan, sonraki yıllarda yazmıştır. Ve Avare Kadın'dan sonra da kaleme aldığı bir eserdir. Colette yazarlık unvanını evlilik yıllarında eşine rehin bırakmak zorunda kalan mahpus bir kadındır. İlerleyen zamanlarda eşcinsel ilişkide olduğu sevgilsi ona Fransa'da yazar olarak ismini eşine kullandırtmaya bir son vermesi gerektiğini ima edecek ve Colette eve dönüp eşine rest çekecekti... Kitaplarıma kendi adımı vereceğim diye... Bu sahne biyografisini işleyen filmde trajik bir sahnedir onu da izlemenizi öneririm. Satış rekorları kıran Claudine serisinin telif hakkını eşi basit bir miktara satmıştı. Colette böyle bir isyanla kendi kimliğine doğru en büyük adımı atacaktı.. "Claudine" bendim sen benim çocukluğumu, düşüncelerimi, anılarımı yok ettin. Claudine sana kölelik ettiğim yıllardı, ruh hallerimdi... Claudine benim çocuğumdu sen o çocuğu öldürdün Claudine artık yok Claudine öldü..." Artık yeni bir Colette'nin doğuşu başlayacaktır. Kendi parasını muzikhollerde kazanan, hiçbir toplumsal baskıya aldırmadan cesur bir şekilde hemcinsleri ile olan ilişkilerine ve işlerine devam eden bir Colette çıkacak karşımıza. "Şimdi beni başka işler, başka gaileler bekliyor: en başta geçinmek, jestlerimi, danslarımı, sesimi para ile değişmek mecburiyeti var..." Avare Kadın, Colette Böyle diyecek Avare Kadın'da. Ve hayatının ikinci bölümünü oluşturan eşinden sonraki hayatında kısa süreli ikinci evliliği hariç ona eşlik eden hemcinsleri ve kedileri olmuştur. Hayatının bir bölümünü de kedilerle iç içe geçirdi. İşte bu kitapta Alain'in aklı kitabın başından beri kedisi Saha'dadır. Ve kedisiyle olan düzeninin yeni gelen kadın ile bozulacağı endişesini aktarıyor ilk bölümlerde. "Küçük pumacığım! ..Sevgili kedim! ..Doruklar güzeli! .."Nasıl yaşayacaksın, birbirimizden ayrılırsak?"" İster misin, ikimiz de tarikata girip keşiş olalım?"" İster misin... Ne bileyim...” Evlenmeden önce böyle dediği Saha'ya evlendikten sonraki ayrılık zamanlarının ise şöyle diyecek. "Saha açlıktan ölmeyecek kadar yemek yiyor değişik anlamlarda miyavlamıyor, nazlanmıyordu.. sanki uzun bir beklemeye dalmış gibiydi. “Parmaklıkların arkasında bekliyor gene... Beni .. bekliyor.” Metin boyunca Saha'nın ruh hallerine göre davranışları şekillenen bir Alain görüyoruz. "Dişi Kedi" geçmiş yaşantılarındaki gibi tekrar aldatılmaya dayanamayacak kendi yalnızlığında kaybolmayı seçecekti lakin Alain eşiyle birlikte olduğu vakitlerde bile aklı ilk göz ağrısında olacaktır... "Bir an bilinçsizce Camille'i Saha sanarak tırnaklarını yavaş yavaş karnının üstünde gezdirerek okşadı.. Genç kadın bir hayret çığlığıyla kollarını gerdi, bir eliyle Alain'e bir tokat indirdi.." Alain'in eşi Camille fiziki çekiciliği olan, gezmeyi ve eğlenmeyi seven bir tiptir. Lakin eşinin sürekli kedisi için kaygı duyması üzerine Saha'yı kendine rakip olarak görecek derin kıskançlık krizlerine kapılacaktır. Hatta son bölümlerde bu "uç" kıskançlık örneği şöyle yansıyacak onun sözleriyle: “Bir kadını kıskançlıkla öldürseydim, veya öldürmeye teşebbüs etseydim beni affederdin herhalde. Ama kedine, dişi kedine dokunduğum içindir ki hesabım görülmüştür.” Alain'de finalde şu sözlerle Saha'ya bağlılığını ifade edecektir. "Senden sonra rastgele birinin olurum, bir ya da birçok kadının. " Ama hiçbir zaman başka bir kediyi sevmem...” Colette eserlerine kendinden çok şey katan aykırı bir kadındır. Dişi kedinin Colette için ne anlam ifade ettiğini de onu tanıyınca anlamladırmak daha kolay olacaktır. Fransız kadınlarının aydınlanma hareketi için öncü bir kişidir. Gerek günlük hayatında yıktığı toplumsal kalıplar gerekse eserlerinde yer alan güçlü kadın karakterleriyle kendi zamanında toplumdan almak istediği intikamı sonuna kadar alan güçlü bir kadındır. O yüzden Colette sürü dışında kalan bir kadın yazardır. Ben burada ne kadar yazarsam yazayım benim ona olan ilgim ve düşüncelerim onun kadına özgü o hassas ruhunu aktarmak için yetersiz kalacaktır. Ama en azından onun üzerine bir şeyler yazma görevim varsa yerine getirilmiş olacaktır. Sürünün içindeki insanlar edebi değeri olmayan binlerce eser için binlerce yazı kaleme alıyor. Ben, sen, o Colette ve onun gibi değerler için yazmış olalım en azından. Kendimize saklamak istediğimiz yazarlar ve eserleri paylaşmaktan çekinmeyelim o yüzden, onları gerçekten ihtiyacı olanlar haricinde kimse anlayamayacaktır buna yürekten inanıyorum. En çok satan, En çok okunan, en çok basılan reyonlarının algısını kırabilmek lazım. En çok satılan kitaplardan bazıları bize en çok uzak olanlardır. Lakin hakimiyeti altına girdiğimiz o okutma algısı yüzünden bu uzaklıklardan bihaber aylar ve yıllar geçirecek çoğu insan, bunun farkına vardığı zamanda da epey bir gecikmiş olacaktır. Telafi etmek için de dört elle sarılacaklar kıyıda, köşede kalanlara lakin o zaman onlar sahip çıkmayacaktır bu insanlara. "Öyle ya, ne bileceksiniz... Zaten siz bilmemek, görmemek için yaratılmışsınız! Bana gelince bir şeyler bilmez, bir şeyler görmez oluyorsunuz! Beni görmeden bakıyor, tepemden gülüyor, yanıbaşımda konuşuyorsunuz! Ben de görmediğinizi görmemezlikten geliyorum. Ne fena şey! Hani ya size de, bana da öyle yakışıyor ki!" Colette, Avare Kadın
Dişi Kedi
Dişi KediColette · Can Yayınları · 2013190 okunma
··
325 görüntüleme
Psyche okurunun profil resmi
Bahçedeki ağaçlarının altında yaralı patileriyle böcekleri kovalayan Saha, Colette'i, Azra'yı,
Adem
Adem
'yi okurken, Camilla karşında kazandığı zafere bir kez daha sevindi. 😊 Avare Kadın üzerine Dişi Kedi daha güzel bir okuma doğrusu tam tersini yapınca düşünceni deneysel olarak onaylıyorum. Bence kadın gözüyle yapılacak incelemeler Avare Kadın için önemli ama bu kitap için gereken göz, erkek gözü de aynı zamanda.. Çünkü Colette'in ruhu, özgürlük isteği Alain'in bedeninde seyrediliyor gibi, ne dersin? Çok uzatmadan emeğine sağlık, diyorum kesinlikle değmiş. 😊
Adem okurunun profil resmi
Yorumun için çok teşekkür ederim. Saha'nın sevindiğini bilmek güzel bir duygu. :) Tabii ki erkek gözüne ihtiyaç var ve bu eserde Alain kesinlikle Colette'den esintiler taşıyor. Eşine "ben o erkeklerden değilim" restini çektiği vakit Colette dile gelmişti. :) Avare Kadın'dan ilk olmak şartıyla ondan sonra okunan herhangi bir kitap sıralamayı pek etkilemez senin Dişi Kedi kitabına ilk başladığın zamanları göremedim yoksa sıralamayı tersten takip etmene göz yummazdım sağlık olsun :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.