Son sığınak, son insani köşe...
Merhabalar
Yaşar Kemal'in "Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir" dediği ve Zülfü Livaneli ye de 2009 yılında Orhan Kemal roman armağanı kazandıran Son Ada ile birlikte yazara karşı tüm ön yargılarım kırıldı.
Kaleminin edebi gücünü zayıf bulduğum yazarın, "en siyasi romanım" dediği bu roman benim de okuduğum Livaneli kitapları arasında en sevdiğim kitabı oldu.
Yazarın genel olarak işlediği konular öyle derin, öyle dersler alınacak türdendir ki; zaten söyleyiş biçiminden çok söylenilene odaklanılması gerektiğini kitabın giriş kısmında Yaşar Kemal de önemle belirtiyor.
"Herkesin elinden geldiğini, içinden geldiği kadar yaptığı" ütopik bir adanın hikayesinin, adım adım nasıl distopyaya dönüştüğünü huzursuzluk içinde okudum.
Bu kötü gidişat aynı zamanda Türkiye'nin küçük bir panaromasını da çiziyordu. Yakın geçmişte deneyimlediğimiz ve halen içinde bulunduğumuz dönemin küçük bir kesintiydi adeta.
Ada'ya gelen emekli bir başkanın diktatörce uygulamaları, bunun karşısında ada halkının edilgen kalması, muhalif her sesin "terörist" olarak ilan edilmesi, üstü kapalı tehditler ile adalıların da giderek içlerindeki kötüyü açığa çıkarması ve o korkunç son...
Bu haliyle, sadece bir roman olarak değil, politik metin olarak mutlaka okunmalı ve dersler alınmalı.
Sevgiler