Epsilon Yayınevi ‘nin yeni çıkarttığı kitaplar arasında olan bu roman kısa bir süredir kitaplığımda duruyordu ve geçtiğimiz hafta okuyup bir çırpıda bitirdim diyebilirim. John Green severlerin mutlaka bayılacağı türde bir eser olmuş. David Yoon’un kalemine hayran kaldım açıkçası.
🗝 Kurgu ve olay örgüsü harikulade bir şekilde harmanlanmış ve sayfaları çevirirken karakterlerin replikleriyle eğlenmek de cabası oldu. Ne yalan söyleyeyim, başlarda kurgu sizi pek sarıp sarmalamayabilir ama ilk 50 sayfayı falan atlatınca kendinizi fazlasıyla kaptırabilirsiniz; çünkü olaylar su gibi akıp gidiyor. İlk 100 sayfayı okuduktan sonra işlerin ne şekilde ilerleyeceğini az çok tahmin etsem de okurken oldukça eğlendim ve hatta heyecanlandığım noktalar bile oldu. Romandaki metaforlar ve bilgilendirmeler de harikaydı. Sanırım tek şikayetim, yaşanan tüm olayların sanki baş karakterleri sırf zora sokmak adına yazılmış gibi hissedişim oldu. “Bu kadar da olmamalı” dediğim noktalarda kendimi onlar adına üzülürken bile buldum.
🕯 Lakin bu da eserin başarısını göstermekte. Bir noktadan sonra kendinizi karakterlerin bir arkadaşı gibi hissedebilir ve onlarla birlikte yol alıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Diyeceğim o ki; capcanlı bir roman var karşınızda. Kesinlikle tavsiye ederim!