Gönderi

Gün, "Mustafa Kemal" olma günüdür!
Gazi Mustafa Kemal'i anıyorsunuz, övüyorsunuz ama Mustafa Kemal'i gerçekten anlıyor musunuz? Onun hem Batılı emperyalistlere hem de işbirlikçi İstanbul Hükümetine karşı açtığı savaşın altında yatan gerçekliği anlıyor musunuz? Bunu anlıyorsak eğer memleketin şuan içinde bulunduğu durumun, 1. KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN yaşandığı o dönemlerden ne farkı var? Gerçekten memleketin meselelerini mantıklı bir şekilde okuyan, araştıran her yurtsever insanımız da biliyor ki; Türkiye, 100 yıl öncesinde içinde bulunduğumuz durumdan daha vahim durumdadır. Uyanmak için düşman askerlerinin sokağımızda gezmesi, kapımıza dayanması mı gerekiyor? Bunu gerçekleşmemişçesine beklemek gafillik değildir de nedir? Düşman, Karşıdevrim gerçekleştiği yıllardan bu yana zaten sokağında, kapında kol geziyor. O düşman yerlisi ve yabancısı ile artık memleketin her yerinde!... "Kendi halinde biri" olma kabuğunu ne zaman kırmayı Düşünüyoruz? Memlekette barınacak bir evimiz, içilecek bir suyumuz olmadığı zaman ve işbirlikçi hainlerin bizi tamamen yabancı emperyalistlerin güdümüne bıraktığı zaman mı anlayacağız artık davranılması gerektiğini? Asıl mesele budur, herkes bayrammış gibi belli başlı meseleleri kutlayıp bunu bir ritüel haline getirebilir. Esas mesele ritüeli aşıp olması gerekeni Mustafa Kemal gibi bir gerçek haline getirebilmektir. Mustafa Kemal ve 1.Kurtuluş Savaşımız işte o zaman anlaşılır, hatırası o zaman gerçekten halkla birlikte "yaşar". Her şeyi anlıyor olmak, bunu bilince çıkarmak ve tüm haksızlıklar karşısında öfkelenmek: Bunlar gerçek bir yurtseverin hissetmesi gereken hisler elbette. Ancak, tek bir şey eksik olduğu zaman bunların tümü geçerliliğini yitiriyor ne yazık ki. Asıl sahip olmamız gereken şey "Cesaret Vatanı'dır." Meclis' in kuruluşunun üzerinden 100 yıl geçti. 100 yıl içinde ise, Laik Cumhuriyet'in, Mustafa Kemal'in ve 1.Kuvayi Milliyecilerin uğramadığı ihanet, yemediği küfür kalmadı! 50 yıl öncesinde biz gençliğe ilham olmuş, cesaretleri ve gerçek yurtseverlikleri ile bizlere örnek teşkil etmiş Denizler ve Mahirler’in mücadelesi neydi? Referans aldıkları "Bursa Nutku" onlar için ne ifade ediyordu? Ve şuan o "Bursa Nutku" bizler için ne ifade etmelidir? Ey Halkım! Artık uyandın, birçok şeyin farkındasın ve görüyorsun. Bilincimize çıkarmamız gereken tek birşey var: "Ya Özgür Vatan Ya Ölüm" diyebiliyor muyuz diyemiyor muyuz? Başka bir deyiş ile, Tıpkı Hikmet Kıvılcımlı Usta'nın tarif ettiği gibi ; İnsanlığın önünde iki rahmetten biri var: “Ya bile bilesiye, tüm bilinçli kıyasıya öldüresiye ve ölesiye MİLLİ KURTULUŞ SAVAŞI göze alınır; yahut sömüresiye, çürüyesiye, geberesiye kullaşılır. Köleleşilir… Bunu anlamak için “üçüncü dünya palavralarına maval dinlememize hacet yoktur. Yarım yüzyıllık Mustafa Kemal denemesi her şeyi bütün trajikomik yanlarıyla ispatlamış bulunuyor. YA KURTULUŞ SAVAŞI ya da en soysuzca KÖLELEŞMENİN MEZARTAŞI” Gün, Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızla kovduğumuz Emperyalistleri ve Şeriatçı güçleri bir daha geri dönmemek üzere bu topraklardan atmak için İkinci Kurtuluş Savaşı’nı başarmak günüdür.
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.