Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

344 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
''Biz EFENDİYİZ, siz ise dilencilersiniz ''
Yer: Hindistan-Burma Tarihsel dönem: Britanya Rajı (Sömürge Hindistanı) 1858-1947 Konu: Yerli halkı sömüren bir avuç beyaz adamın hikayesi Gerçek adı Erich Arthur Blair olan George Orwell Hindistanın Bengal eyaletinde doğmuş bir İngiliz. Hindistan ‘da bir dönem Hindistan İmparatorluk Polisliği yapmış ancak yönetimin iç yüzünü görüp istifa etmiş. 47 yıllık yaşamında iki dünya savaşını da görmüş ve bunların izlerini eserlerine taşımış. Yazarı daha çok Hayvan Çiftliği ve 1984 kitaplarından tanıyıp, bir çok okur gibi sarsıldığınızı tahmin edebiliyorum. Ancak bilmelisiniz ki bu cesur adam daha ilk kitabı ile (Burma Günleri) düzene baş kaldırmış, haksızlığa karşı durmuş, güce karşı muhalif olmuş, sömürge memurlarının gözüne( umarım fiziksel olarak da ) yazdıklarıyla parmağını sokmuş olabilir. Yazmak, o dönem için ya da genel anlamda her dönem pasif bir direniş gibi gözükebilir. Ama bir düşünün bugün bile düşüncelerinizi özgürce söyleyemediğiniz zamanlardan çok daha despot bir çağda yazıyorsunuz ve yayınlatıyorsunuz. Artık geri dönüşü olmayan, inkar edemeyeceğiniz bir tarafa geçip o yolda ilerliyorsunuz üstelik gücün tarafında bir beyazken. Burma Günleri, Orwell ‘in ilk kitabı. En genel anlamda kaba tabirle bir avuç beyaz adamın, yerlilere (siyah adamlar) İngiliz sömürüsünü yaşattığı malesef gerçek olması muhtemel hikayesi. Baş karakter U Po Kyin isimli tipik zengin, bencil, her türlü rüşvet, gasp, ırza geçme ( yazmakla bitmez) gibi özelliklere sahip şişman Hintli bir yargıç . Roman bu adamın, doktor Veraswami (Hintli) ‘ye karşı husumeti ve komplo adımları ile başlıyor. Ana mekan İngilizlerin kurduğu hemen hemen her zaman takıldıkları kulüp. Ancak bu kulübe adil olduklarını kanıtlamak için en azından bir tane yerli üye seçmeleri gerekli. Roman bu konu ve seçim üzerine şekillenirken Dr. Veraswami ‘nin yakın arkadaşı İngiliz Flory ve onun romanla paralel ilerleyen yalnızlığı; aynı zamanda haksızlığa uğrayan adamın yanında olma sancıları size eşlik ediyor.(Orwell 19 yaşında Burma ‘da bir dönem yaşamış. Yazarın Flory karakterine yakın izler taşıdığını düşünmemek elde değil.) Kulüpte geçen olaylar, konuşmalar romanın ana omurgasını oluştururken, benim de tekrar tekrar okuduğum Orwell ‘in cesaretine, ifade tarzına hayran kaldığım bu konuşmalar oldu. *Birlik içinde davranmalı ve onlara şöyle demeliyiz: ‘Biz Efendiyiz, siz ise dilencilersiniz…’ Ellis başparmağını bir böceği ezer gibi masaya bastırmıştı. ‘’Dilenciler, kendi yerinizi iyi bilin! ‘’ *’’Benim sevgili Doktorum, ‘’ dedi Flory, ‘’bizim bu ülkede bulunmamızın hırsızlık yapmaktan başka bir amacının olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? *Ama kimseyi uygarlaştırdığımız yok, yalnızca kendi pisliğimizi başkasına sıvıyoruz. *…eğer biz uygarlaştırıcı bir etkiysek bunun tek nedeni daha büyük parçalar koparmak istememiz. Eğer buna değmediğini görürsek her şeyi bir anda çöpe atabiliriz. *’Hayır elinizde şans vardı, kullanmadınız. Biz de sizi bırakıyoruz, artık kendinizi kendiniz yönetin bakalım! ‘Diyeceğiz. İşte o zaman ne biçim bir ders almış olacaklar! ( Bknz: O kadar iyiler ki tarih boyunca bu kalkanın arkasında biz size medeniyeti, demokrasiyi, teknolojiyi, ilerici yaşamı vadediyoruz diyerek köleleştirdiler, sömürdüler, geri bıraktılar, çaldırlar, öldürdüler daha bir çok kötülüğü yaptılar bunun yanında yaptıkları iyiliklerin esamesi okunmaz) Bu alıntılardan sonra Flory ‘nin ‘’Git bakalım Mattu, bunlarla kendine içki al. Yozlaşabildiğin kadar yozlaş. Bunların hepsi ütopyayı erteleyen şeyler’’ demesi romanın aslında sadece yapılanları gözler önüne sermek değil bir şeyler yapılması gerekliliğinin; içinde bulunulan kötü rüyadan uyanmaları gerektiğinin de ince ince aşılanmak istendiğini düşünüyorum. Kitap boyunca Flory ‘nin içinde bulunduğu buhranı Orwell ‘in daha karakteri oluştururken fiziksel özelliklerine kadar (doğum izi metaforu) nasıl bir ustalıkla öne çıkardığına şaşırmamak elde değil. *Yüzünde çevresindekilerin onu sevdiklerinden hiçbir zaman tam olarak emin olamayanlara özgü yarım gülümseme vardı *Şimdi düşüncelerinin odağında duran ve hepsinin zehirleyen şey içinde yaşadığı emperyalizmin havasının her gün daha da acılaşan nefretiydi. Aslında demek istediğim romanın ana teması emperyalizmin çirkin yüzü olsa da bir diğer pencere ise Flory ‘nin dünyasına açılmış. Flory haksız çoğunluğun doğuştan üyesi olsa da haklı azınlıkta yer almayı seçen bir adam ve doğal olarak yalnız. Bu yalnızlıkta sadece arkadaş çevresi açısından değil sevgi konusunda da doğru limanı arayan bir gemi gibi. Sığınmak istediği tüm bu yabancılıklar arasında ruhunda anlam ifade edebilmiş bir kadın, bir ışık. *Burada sürdürdüğümüz yaşamın neye benzediği konusunda biraz fikrin oldu mu? Yabancılık, yalnızlık, hüzün! Yabancı ağaçlar, yabancı çiçekler, yabancı manzaralar, yabancı yüzler. Bütün bunlar sanki başka bir gezegendeymişçesine yabancı. *Bir türlü adını koyamadığı bir acı çekmek en kötüsüydü. Yalnızca sınıflandırılabilir hastalıklara yakalananlar ne kadar şanslıydı! Yoksullar, hastalar, aşk acısı çekenler ne kadar şanslıydı. Romanın sefa süren beyazlar ve acı çeken yerliler denecek kadar tek düze olmadığını daha nasıl içtenlikle, yeteri kadar anlatabileceğimi bilmiyorum. Ne size romanı özetlemek ne de alıntılarla canınızı sıkmak gibi bir niyetim vardı. Ama hiçbir kelime düzeninin meydana getirdiği cümlelerin romanın siz de uyandıracağı düşünce bulutuna, duygu karmaşasına denk düşebileceğini düşünmüyorum. Bu yüzden Orwell ‘in ilk adımlarını merak ederseniz, istikrarlı çizgisinin başlangıcına tanıklık etmek isterseniz bu roman okunmayı bekliyor. Çünkü bence neye inanıyorsak (umarım herkes için iyi düşüncelerdir) inandığımız düşüncelerin hiç kolay bir noktadan eyleme dönüşmediğini bilmenin, pes etmemeye yardımcı olacağına inanıyorum. Siz belki de ‘’iyi insan olmak’’ kelime grubunun gerçek anlamına vakıf olmayı en tepeye koyup amaç edinmiş olabilirsiniz. Ve böyle yazarları okumak yalnız olmadığınızın bilincinde daha dik yürümenize yardımcı olabilir.
Burma Günleri
Burma GünleriGeorge Orwell · Can Yayınları · 20043,120 okunma
··
190 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.