Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

FAŞİZM YOK OLMAZ PUSUYA YATAR.... VİCTOR JARA ÜZERİNE KISA BİR İNCELEME
“Ve cellat uyandı yatağında bir gece Tanrım dedi bu ne zor bilmece Öldükçe çoğalıyor adamlar Ben tükenmekteyim öldürdükçe” 1970 yılı Şili seçimleri, Şili için olduğu kadar dünya siyaseti adına da çok önemli bir dönüm noktasıydı. Çünkü 1970’te demokratik seçim yoluyla ilk sosyalist lider Salvador Allende (1903 – 1973) başa geçmişti. Peki neden bu kadar önemliydi Allende’nin başa geçmesi? … Öncelikle yüzyıllardır ezilen halkına doğru bir politika izlemesi; örneğin toprak reformuyla köylüsünden yana durması, sonra çalışanına yüzde kırka varan iyileştirme yapması (Dünya tarihinde görülmüş şey değildi o zamana kadar.), eğitime yaptığı yatırımlar, üniversitelerin özerk ve gerçek anlamda sosyalleşmesi adına kurdurduğu dernekler, korolar, sanat kulüpleri … Ve en önemlisi Şili devletinin en önemli ekonomik üstünlüğü olan bakır madenlerinin özel mülkiyetten alınıp devletleştirilmesini gerçekleştiren Allende, halkının gözünde bir “yoldaş başkan”, bir kahraman olmuştu. Bu ilkbahar sevincini paylaşmayanlar da vardı tabİi. Şili’nin bakır sanayicileri. Şarkılara konu olmuş bir yönetimdir Allende’nin iktidarı. Unıdad Popular yani açılımıyla; Şili Sosyalist Partisi, Şili Komünist Partisi ve Şili Radikal Partisi’nin oluşturduğu sosyalist koalisyon cephesi olan Unıdad Popular (Halkın Birliği) dünya siyasetinde bir bomba etkisi yaptı. Demek ki, böyle halktan yana da olunabiliyormuş? Demek ki halkın birliği ülkeye huzur getiriyormuş … Neyse, biz gerektiği kadar politik tarih bilgisini verdiğimize göre işi sanata taşıyalım. Unıdad Popular’ın desteklediği Şili’li bir müzik gurubu halkın zaferini bütün dünyaya duyurmak için kolları sıvamıştır o günlerde. Allende’ye, mücadelenin kazançlarına ve yoksulluğa karşı şarkılar söyleyen bu grubun adı “İnti-İllimani” ‘dir. Bu noktada yazıya yeni bir pencere açıp, grubun sanat danışmanıyla sizi tanıştırmalıyım. ŞİLİ KIZILDERİSİ Adı Victor Lidio Jara Martinez. 28 Eylül 1932 doğumlu bir Şili kızılderilisi. Bir an bile yanından ayırmadığı gitarına aşık biri. Aynı zamanda üniversite (Universidad de Chile) tiyatro topluluğunda yönetmen olduğu gibi, üniversite korosunda da müzisyen ve solist. Bu korodan biraz söz etmeliyim. Koronun lideri Violetta Parra. Parra, İnka ve Aztek kültürlerini, Akdeniz ve Afrika kültürleriyle harmanlayıp yeni bir ses, yeni bir müzik türü oluşturmaya çalışıyor. (*Daha sonra dünya, biraz çarpıtılmış da olsa, bu yeni türe protest müzik diyecektir.) Bu yeni türe, “Nueva Cancion” adını verir Parra. Ve zamanla en önemli temsilcisi genç solist Victor Jara olacaktır. Annesi düğünlerde ‘cantadorluk’ yapan Victor Jara … (Meraklısına Not; ‘Cantador’, düğünlerde gitar çalıp şarkı söyleyen müzik eğitimi almamış halk şarkıcılarıdır.) Şimdi hikayemize devam edelim. Allende’nin zaferini bütün dünyaya duyurmak için Avrupa turnesine çıkan İnti-İllimani, turnenin İtalya ayağına hazırlanırken tarih 11 Eylül 1973’tür ve dünya basını Şili’de General Pinochet’in askeri darbe yaparak, Salvador Allende’yi devirdiğini… Allende’nin Moneda Sarayı’nın (Başkanlık Sarayı) balkonunda elinde silahla çatışırken vurulduğunu bildiriyordu. Pinochet, 11 Eylül 1973 Perşembe gecesi, Armas Meydanı’nda bulunan Moneda Sarayı’nı kuşatmış ve ülkede 17 yıl sürecek bir diktatörlüğün ilk hareketini gerçekleştirmiştir. Ardında CIA, dünyaca ünlü Amerikan iletişim firması ITT ve Şili bakır sanayisinin patronları vardır. SOKAKLARDA İNSAN AVI Sabah; sıkı yönetimin askerleri, ülkenin ilerici kabul edilen sanatçılarını, bilim adamlarını ve diğer direnişçileri sokakta insan avına çıkmış vahşiler gibi toplayıp, Estadıo Chile’ye (Şili Stadyumu) dolduruyordu. Sokaklar direnişçilerin cesetleriyle doluydu. Tanrı’nın adaletinin namlunun ucundaki mermiyle ölçüldüğü bu ilk birkaç gün çok kan döküldü. Darbenin ertesi günü Victor Jara üniversitede tutuklanıp stadyuma getirildi. Gitarı yine yanındaydı. Stadyum insan kaynıyordu. Jara’nın o gün yazdığı bir şarkıya dayanarak stadta en az 5000 kişinin olduğunu biliyoruz. Stadın en yüksek rütbeli subayı Albay Mario Manriquez Bravo, lideri Pinochet’in gözdelerinden biriydi. Kendi halkına ateş emri verdirecek kadar Pinochet’ci … Bir süre sonra halkın uğultusu yavaşça kesildi. 5000 kişilik statta yalnızca güzel bir ses duyuluyordu şimdi. Bir şarkı … Victor Jara, Sergio Ortega’nın o meşhur şarkısını söylemeye başlamış; ardından dalga dalga 5000 kişi hep bir ağızdan aynı şarkıya eşlik etmeye başlamıştı. (*Venceremos!  / Kıralım zincirlerimizi!   / Venceremos!  / Zulme ve yoksulluğa paydos!”) Albay, 5000 kişinin aynı anda söylediği bu şarkıdan son derece rahatsız olmuş; havaya sıktırdığı mermilere rağmen, şarkının olanca gücüyle devam ettiğini görünce şarkıyı başlatanı yani Victor Jara’yı buldurtmuştu. Victor Jara askerlerin onu dövmesine aldırmadan şarkısına devam edince; önce dipçiklerle parmaklarını kırdılar, Venceremos’u söylemeye ıslıkla devam edince de dilini kestiler. Hırsını alamayan Albay Bravo, can çekişen Jara’nın bir kez daha gitar çalmasını engellemek için önce makinalı tüfek dipçikleriyle Jara’nın kafasını parçalatıp, ardından da kurşuna dizdirir Jara’yı… Bu vazgeçmeyen adamın ısrarı karşısında o kadar öfkelenir ki komutan, tarihte eşine az rastlanır bir vahşet sahnelenir bu sırada.Albay Bravo, Victor Jara’nın ellerini kestirip, kesik elleri tribünlerin önüne astırır. Stadyum bu vahşete tanıklık eder. Venceremos direnişin ve onurlu ölümün sembolü olmuştur artık. Şili’deki Pravda muhabiri Vladimir Çernisev, Jara’nın son anlarını şöyle anlatıyor: “Víctor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı yoldaşı, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Víctor’un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.” 44 KURŞUN YARASI Ölümünün ardından tam 35 yıl sonra, ailesinin yeni kanıtlar sunarak cinayet dosyasının tekrar açılmasını talep etmesi üzerine, 2008 yılında mahkeme süreci yeniden başlamış, Victor Jara’nın mezarı açılarak cesedi üzerinde otopsi yapılmış ve otopsi sonucunda tam 44 kurşun yarası tespit edilmiştir. Darbenin karanlık eli Jara’nın ve diğer yurtseverlerin acımasızca kanını dökerken Unidad Popular hükümetinin müzik alanındaki temsilcisi İnti-İllimani (*Kuruluşu 1968) İtalya’da 400.000 kişinin katıldığı konserlerine çıkmak üzereydi. Şerefine yazılan Şili sosyalistlerinin ünlü şarkısı Venceremos (Kazanacağız) ile sürdü. 400.000 kişinin aynı anda söylediği Venceremos dünyanın dikkatini Şili’nin üzerine yönlendirmeye yetti. Turne 14 yıl sürdü. Grup, ülkelerine ancak 18 Eylül 1988’de; yanlarına Sting, Bruce Springsteen, Tracy Chapman, Peter Gabriel gibi dünya müziğinin lider seslerini alarak dönebildi. Dönüş neredeyse bütün ülkenin katıldığı bir mitinge dönüştü. Hepsinin ağzında aynı şarkı: Venceremos! Grubun bir arzusu vardı. Jara’nın ve yaklaşık 5000 kişinin öldürüldüğü sanılan Estadıo Chile’de, Jara ve darbede öldürülen 35.000 kişinin anısına bir konser vermek … Arzularını gerçekleştirdiler. Konseri Jara’nın bir şiiriyle başlattılar: “Ne şarkı söylemek, ne de sesimiz güzel olduğu için … Hayır, (elimizdeki) gitarın ruhu ve aklı olduğu için şarkı söylüyoruz …” İnsanlar birbirlerine hep aynı şeyi soruyordu. “Bunca kanın karşılığı yok mu? Bu stadyumda öldürülen kardeşlerimiz askeri uçaklarla taşınıp, okyanusa atıldılar. Victor Jara’nın, Şili’nin inanmış çocuğunun kolsuz ve dilsiz cesedi dört gün sonra bir sokakta, çöp tenekesinin dibinde bulundu. Bu kan lekesini temizlemek için ne bekliyoruz?” (Meraklısına not: Uçaklarla okyanusa ceset atma operasyonunun adına ‘Condor Operasyonu’ demişti Pinochet.) Ardından şarkılarına devam ettiler. Sanki “Halkın sanatçılarını yok etmek için halkı da yok etmek gerek” der gibiydiler. Ölenler, öldüğüyle kalmadı. 1994’te Jara adına bir vakıf kurdu karısı. Ve öldürülmesinin otuzuncu yılında 2003 Eylül’ünde, vahşice öldürüldüğü Estadıo Chile stadyumunun adı Estadıo Victor Jara olarak değiştirildi. Peki Pinochet ve cuntacıların durumu ne oldu, merak ediyor musunuz? Pinochet, 10 Aralık 2006’ta Santiago’da bir hastanede öldü. O an iktidarda olan Şili hükümetinden kimsenin cenazeye katılmayacağı ve Şili’de resmi bir devlet töreni yapılmayacağı açıklandı. Aile yakınları, Pinochet’in mezarının olmayacağını çünkü mezarının tahrip edilme ihtimaline karşı cesedinin yakılacağını bildirdiler basına … Bu ara unutmadan eklemeliyiz ki ; ilk kez ülkesinden ayrılıp gittiği İspanya’da yargıç Baltazar Garzon tarafından “insanlık suçu işlemekle” tutuklanması adına dava açılmıştı Pinochet’e. Peki stadyum celladı Albay Bravo’ya ne oldu? O yurtdışına çıkamadı ve ülkesi Şili’de yargıç Urrutia tarafından katliamla suçlanarak yargılandı. Tarih, Victor Jara’dan ve ölen yaklaşık 35.000 Şililiden özür diledi bir çeşit … O vahşet günlerinden sağ çıkmayı başarmış yaklaşık 28.000 kişiyse; yeni Şili hükümetinin doksanlı yıllarda kurdurduğu “Gerçekleri Bulma Komisyonu”nun raporuna dayanarak, ömür boyu maaşa bağlandı. Diktatörler ve sanatçılar tarihin her diliminde karşı karşıya geldiler. Hitler faşizminden kaçan Walter Benjamin, İspanya sınırında Gestapo’nun eline düşmemek için, siyanür içerek kendini öldürmedi mi? Ya da Lorca’nın katili İspanyol faşisti Franco 1936’da öldürttüğü Cumhuriyet ordusunda yüzbaşı olan Juan Rodriquez Lozano’nun torununun, İspanya Başbakanı Juan Rodriquez Zapatero olmasını engelleyebildi mi? Ya da eğer 1985’te yurtdışı çıkış vizesi verilseydi kurtulacak olan büyük müzisyen Ruhi Su, dolaylı olarak öldürüldüğünde onun sesi yeryüzünden silindi mi? Ya da 2 Temmuz 1993’te, 22 yaşındaki Hasret Gültekin ve diğer 37 sanatçı Sivas Madımak Oteli’nde yakıldı diye onları unuttuk mu? Unutmadık, unutmayacağız. Ama bir şeyi daha hiç unutmayacağız ki; faşizm yok olmaz, pusuya yatar.
··
159 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Okurken tüylerim diken diken oldu. Olmaz böyle vahşet diyoruz, ama söz konusu diktatörler olunca oluyormuş. Bana göre Pinochet ettiğini bulmamış, yaptıkları yanına kalmış. Halkına zulüm eden bir diktatörün ölümü hastane köşelerinde olmamalıydı.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Requiem okurunun profil resmi
Sayende güzel faydalı şeyler okuyoruz ciger🍻🍻✌✌✌🐴🐴
dostamisc okurunun profil resmi
Kaleminize, yüreğinize sağlık. Vencermos youtube.com/watch?v=wDn74yJ...
GIORDANO BRUNO okurunun profil resmi
Teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.