Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

392 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Herkes ve hiç kimse için bir kitap
Nietzsche'nin en çok bilinen kitabı, ilk okunan, aynı zamanda da en çok anlaşılmayan kitabı. Çünkü Nietzsche'ye bu kitapla okumaya başlamak başlıbaşına bir hata. Nietzsche'nin felsefesini bilmeden kitaptan hiçbir şey anlayamazsın, kitap felsefi olduğu kadar edebi yönü de çok fazla ve alegorik tarzda ifadeler içeriyor ve bu da anlaşılmasını daha da zorlaştırıyor. Nietzsche bu kitabında felsefesinin belli başlı temel kavramlarını güç istenci, köle ve efendi ahlakı, bengi dönüş ve özellikle Tanrı öldü deyişini açıklamış. Kitabın ismindeki Zerdüşt Doğu dinlerinden olan zerdüştlükten tamamen bağımsız herkesten, her şeyden uzakta bir dağda inzivaya çekilmiş bir münzevidir. Nietzsche kendisinin neden Zerdüşt olduğunu nasıl bulduğunu sorduklarında "Zerdüşt'ü ben bulmadım, O beni buldu" demiş. Zerdüşt dünyaya, insanları sürüden ayırmak için gelmiştir. Hıristiyan ahlakının en büyük öğretisi "Sen yapmalısındır" oysa Zerdüşt insan ruhunun "ben isterim" ile hareket etmesi gerektiğini söyler. Size öte dünya dair vaatlerde bulunanlardan uzak durun, kendi irademizle hareket edin, İnsan hayır diyebildiği zaman özgürlüğünü yaratmış olur. Tanrılar kendilerine inanılmasını ve şüphe etmenin günah olduğunu söyler. Nietzsche her zaman Hristiyan ahlakına eleştirmiş iyinin ve kötünün evrensel olamayacağını, iyi ve kötünün sadece duruma şartlara göre değişebileceğini, rölativ olduğunu düşünür. Iyiye ve kötüye değer biçenler ona zorbalık yapmaktadırlar. Hristiyan ahlakındaki değerler aslında insanlığın ve hayatının çürümesine neden olur. Hristiyanlık her zaman dünyayı ve hayatı pislik bir yer olarak söyler ancak dünyada sevilecek çok şey vardır insan bunu kendini aşarak görebilir.Bu öte dünyalılar "çalmayacaksın öldürmeyeceksin" emirlerinin hakikat olduğu söylerler ancak bu hakikatleri yasaklayarak inkar ederek hakikati öldürmüş oluyorlar. Çünkü öldürmek ve çalmak insan doğasında her zaman olan bir şeydir. Bu yüzden insanı olduğu gibi kabul etmek gerektiğini insanın hem en iyi hem de en kötü olduğunu söyler. İnsan kendini aşmalıdır. İnsanın kendini aşabilmesi üst insana ulaşmakla mümkündür. Üst insana ulaşmak için itaatkar olmayacaksınız, bir yerlere gelirken kendi çabanıza geleceksiniz, birilerinin üstüne basarak ya da birilerinin sizi yükseltmesi ile bir yere varırsanız bu sizi daha da aşağıya çekecek ve küçültecektir, orada yalnız kaldığınızda sizi anlayacak hiç kimse olmayacaktır. Diğergamlık bir erdemken aslında bunun iç yüzü, insanın kendine tahammül edememesi, kendini sevmemesi ve kendinden kaçıp yakınındakine sığınmasıdır. Yakınınızdakini sevginizle baştan çıkarmak istiyorsunuz sadece. En çok lanetlenen üç şey: şehvet, iktidar hırsı ve bencillik. Bunlar aslında tehlikeli şeyler değil, insanın doğasında olan şeylerdir. Ve bazı güdüler ve duyguların temeli güç istencine bağlı olduğu için doğal olduğunu ifade eder. Canlının olduğu her yerde güç istenci vardır, kendisinden zayıf olanlara efendi olma arzusu ortaya çıkar, küçük olan büyüye boyun eğdiğinde kendisinden küçük olana hüküm sürebilmek için boyun eğer ve fedakarlıkta da hizmetin olduğu yerde da efendi olma arzusu vardır. Aynı zamanda devletler de ona itaat ettiğiniz müddetçe size hizmet eder bu yüzden Nietzsche anarşizm gibi yasaların geleneklerin yıkılmasını ister. Kendini iyi ve adil olarak tanımlayan insanlar iktidara sahip olmadıkları için bu ikiyüzlülük içerisine girerler. Rahipler tanrılarına sevgisini göstermek için insanları çarmıha gererler. Nietzsche'nin ironik dilini Tanrı öldü deyişinde de görebiliriz. "Tanrı'nın kendine göre cehennemi vardır. İnsanlara duyduğu sevgidir bu. Tanrı öldü. İnsanlara gösterdiği merhamet yüzünden öldü." Burada aslında tanrının merhametsiz olduğunu, sevgi dolu Tanrı' nın sevgisinin aslında onun cehennemi olduğunu, bunun da onun ölümünü getirdiğini söyler. Bu sevgi dolu Tanrı her şeye hakim olmak istedi ve sevenin karşılık beklemeden sevmesi gerekirdi. Esrarengiz yollarla edindiği oğlu İsa'nın kapısında zinanın olduğunu söyler. Yani tanrının ölümünü hazırlayan aslında yine kendisiydi. Dindarlık adı altında insanlığın yaşadığı çöküş tanrının sonunu getirmişti. Bengi dönüş konusundaysa Nietzsche atomların ve uzayın sınırlı olduğunu ve bu yüzden sınırlı olan şeylerin belirli kombinasyonlarla var olmaya devam edeceğini ve bu yüzden de bunun sınırsız sonsuz bir şekilde tekrar edeceğini ve hayatın yaşamın kendisinin sürekli tekrarlardan ibaret olduğunu söyler. Kitabın sonunda zerdüştün yanına gelen kişiler nasıl kendi olabileceklerini sorduklarında Zerdüşt:"Bu benim kendi yolum, sizin yolunuz hangisi, ben size yol gösterici olamam" diyerek her insanın kendi üst insana ulaşma yolunu kendisinin bulacağını düşünür. Onu arayan kişiler zerdüştün Tanrıya inanan dindarlardan daha çok dindar bir tanrıtanımaz olduğunu söylerler.
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu ZerdüştFriedrich Nietzsche · Say Yayınları · 202337,6bin okunma
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.