Ben bilgisizce oralarda olmanın bedelini ağır ödedim diyebilirim...çünkü o yol o yolu yürümesi gerekenlerin yolu.herkes yürüyebileceği yolu yürümeli. kaldırabileceğimiz kadar yükle, kaldırabileceğimiz kadar giderek. benim için çok güzel, tertemiz anılar olarak kaldılar açıkçası, hep iyi ve güzel yad ediyorum... ama benim de nasibim buydu demek ki, zira ben de kendimi kendimle başbaşa buldum. leylâ ipekçi diye bir yazar vardı galiba, onun başkası olduğun yer diye bir kitabı vardı..beni bu anlamda, sırf bu ismyle bile çok etkilemişti. orası öyle bir yerdi zira: başkasına dönüştüğün bir yer...belki de bu yüzden kimlik temasını işleyen, kimliğini kaybeden, değiştiren, başka birisine dönüşen kitaplara karşı zaafım oluyor galiba.