Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Koşturup duruyoruz çünkü dönüp de içimize bakarsak hiçbir şey bulamamaktan, tüm bu anlam arayışının boş bir çaba olduğunu görmekten korkuyoruz. Kendimizi oyalıyoruz ki bu koşuşturmacanın aslında ne kadar boş olduğunu düşünmeyelim, tıpkı gübreden yuva inşa eden bok böcekleri gibi... Onlar da durup, " Hey! Bir dakika! Neler oluyor burada?" diye düşünmezler. Taril günümde uyanıp yataktan kalkınca o gün yapacak önemli bir şeyimin olmadığını fark etmek beni panikletir. Belki de bu nedenle ben ve benim gibi insanlar sonu gelmeyen "yapılacaklar" listeleriyle kendimizi meşgul etmek zorunda hissediyoruz. Bizim tanrımız meşguliyet, biz ona tapıyoruz. İnsanlar bana meşgul olup olmadığımı sorduğunda onlara, "O kadar meşgulum ki iki kalp krizi geçirdim." yanıtını veriyorum. Onlar da beni bu başarılarımdan ötürü tebrik ediyorlar. Programı en yoğun olan kişiye büyük saygı duyuyoruz. Ne kadar meşgulsen insan olarak statün de o kadar yüksektir. Bu fenomenden muzdarip olanlarımız bu "yapılacaklar" furyasına kendilerini öyle kaptırmış durumda ki sırf iç dünyamıza bakıp aslında hiç de önemli olmadığımızı fark etmemek için kendimizi hasta edene kadar çalışıyoruz. Peki, sonuçta kazanan kim oluyor? Meşgul, koşturan insanlar mı? Belki de tüm gün bir kayalığın üzerinde oturup balık tutacak veya meltemin tadına varacak vakti olanlardır... Gerçek şampiyon kim? Lütfen, tanrım, doğru cevap balık tutan adam olmasın.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.