Öncelikle birazcık sıkabilir sizi kitap. Piyes şeklinde olduğu için rahat okunuyor fakat perdeler arası olaylarda kopukluklar yaşatabilir. Bunun en önemli nedeni ise Batı edebiyatının tarzına ve anlayışına sahip olamayışımdır. Yani bu noktada okur faktörü oldukça önemli. Yalnız eğer derin düşünmeyi veya felsefe okumayı seven biriyseniz söylemlerden analizler yapıp evrensel bir yapıya sahip olduğunu görürsünüz kitabın. Çünkü bahsi geçen metaforların günümüz değerleriyle bile örtüştüğünü görülmekte. İyi ve kötünün karşılaşması, iyiliğin kaybetmesi ama son raddede kötülüğün iyiliğe bulanarak kaçması...
Kitabı okurken Goethe'nin köklerinin de olduğu Yunan mitolojisine ne kadar hakim olduğunu anlıyorsunuz.
Faust kılıktan kılığa girer coğrafyadan coğrafyaya koşar, bir aşktan diğerine sürüklenir. Helena'ya aşık olur mesela. Tanrısal aşk. Yani çok güzel kavramlarla karşılaşacağınıza eminim.
Benim okuduğum çevirmen dipnotlarla baya açıklamış bu kavram ve kişileri. Sürekli dipnotlara göz atmak biraz sıkıcı ve yorucu ama bilgi edinmek açısından gayet iyi.
Çevirmenin Türkçe'ye çevirirkenki uyaklara dikkat edişi gayet tatmin edici.