Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Mükemmel bir distopyaydı diyerek başlamak isterdim ancak bu, insanoğlunun geldiği son nokta. Bir ekonomik tetikçi olan John Perkins'in otobiyografisi aslında bu dünya için aslında ne kadar çok şeyin gözler önünde bulunurken, o şeylerin iç yüzünün ne kadar kandırmaca olduğu fark ediliyor. Şeyler nedir peki? Cevap vereyim; eşitsizlik, haksız öldürmeler, geri kalmış milletlerin üzerinden geçinmek ve daha fazlası.. Bir ekonomi bilimi öğrencisi olarak toplumun ekonomi hakkında çok şey biliyormuş gibi ancak pek bir şey bilmeyen tavırlarını gördükçe bu kanayan yaranın acilen kapatılması gerektiğini düşünüyorum. Hele ki stratejik olarak önemli olan bu coğrafyadaki bir ülkenin vatandaşı olarak en azından belirli yaşı geçen (14) herkesin belirli düzeyde bu bilim dalını öğrenmesi çok önemli. Peki neden? Artık modern toplumda yaşıyoruz. Tüketim toplumuna geçişi çoktan yaptık. Feodalite modern bir hale döndü. Eski çağlarda güç simgesi olan sınırların genişliği tarihe karıştı. Tüm o savaşılarak kazanılan ya da bir cetvel ile harita olarak ayrılan bağımsızlık sınırları artık modern dünyada pek de işlemiyor. İnsanlık tarihinde değişmeyen şeylerden biri savaştır. Farklı formlara dönebilir savaş ancak asla değişmez. Modern toplumda da savaş da modernleşmiştir. Daha az kayıplarla, daha güçlü zaferler ve daha fazla yıkıntılar bırakılabilir artık. Bu savaş, ekonomidir. Sömürgecilik faaliyetleri ile geçmişlerinden tanıdığımız, şu anda dünyanın süper gücü unvanında dolanan ülkeler. Bu yeni savaş biçimi ile sömürgeciliği (modern karşılığı olarak şirketokrasiyi) sürdürmeye devam ediyorlar. İnsan tek doymayan hayvandır. Ellerinde yaşamlarının sonuna kadar yetecek kaynak bulunsa bile daha fazlasını isteyebilecek hayvandır. Sömürgenin de ana nedenleri arasında olan bu açgözlülüktür. Artık dünyanın gücü ulus devletleri olmaktan çıkmıştır. Dünyaya yayılabilmiş, her yerde etkin olan şirketler yönetir dünyayı. Parayı elinde bulunduran güçlüdür kısacası. Ekonomik tetikçiler, bu sömürgeci şirketlerin ajanıdır. Çok güvenilir özgeçmişlere sahiptirler. Teknoloji çağını yakalayamamış ülkeler ise onların ilgi alanıdır. O ülkeleri kalkındırmak amacıyla görevde bulunurlar, ekonomik tahminlerle gelecekte uğranabilecek kâr-zarar durumunu ortaya çıkararak yol gösterici planda olurlar. Ne kadar yardımsever bir kuruluş değil mi? Hayır, bu işin perde arkası çok karanlık. Ekonomik tetikçiler, dışarıdan dediğim gibi görünür ancak o ekonomik tahminlerin hepsi kendi kurumunun yararına olacak şekilde sahtedir. Modern Truva atıdır ekonomik tetikçiler. Sömürgeci ülkelerin kendi ekonomik kaynakları aslında sınırlıdır, tabi kapitülasyonlar ile gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin kaynaklarını ele geçirmezlerse. Ekonomik tetikçiler eğer işlerinde başarısız olurlarsa, devreye çakallar adı verilen suikastçılar girer. Onların başarısız olma ihtimali daha düşüktür. Eğer bu düşük ihtimal gerçekleşirse, bu savaş eski çağlardaki gibi coğrafyaya dökülür. Sömürgeci ülkeler eğer gelişmekte olan ya da gelişmemiş ülkelerde ekonomik potansiyel (kaynak) gördüğü zaman asla peşini bırakmaz. En önemli ekonomik temelleri onlardır çünkü. Ancak dünyada hiçbir şey sınırsız değildir, insanın açlığı kadar. John Perkins, çoğu gelişmiş ülkede yaşanılan normal hayatlardan birini yaşıyordu. Çok ahım şahım olmayan basit bir hayat sürüyordu. Ta ki karşısına gelen fırsatlara kadar. O ruhunu satarak ekonomik tetikçi olmayı seçti. Pek çok ülkede faaliyet gösterdi. Yaşlılığına yakın da emekli olup yaptıklarının doğurduğu sonuçları kitabında anlatmayı seçti. Acı sonuçlarına katlanamadı. "Yaşamımızdaki rastlantılar ve karşılığında yapmış olduğumuz seçimler bizi bu noktaya getirdi." der kitabının son sözünde. Hayatta pişman olacağımız seçimler kadar iyi ki yapmışım dediğimiz seçimler vardır. O, bunlardan ne kadar ders çıkardı bilmem. Ancak bence yaptıkları, insanlık dışı şeyler. Daha nice ekonomik tetikçiler var ve onlar her zamanki hızlarıyla geri kalmış ülkelere bir parazit gibi yapışıyorlar. Hepsi de gizli kalıyor. Yazarın tek takdir ettiğim tarafı, kendisiyle hep çelişkiler yaşaması ve en sonunda yüzleşmesi. Çok geç olsa da.. Peki, gelişmekte olan bir ülkede yaşayan olarak bizler neler yapmalıyız? İlk başta dediğim gibi ekonomi bilimini en azından temel hatlarıyla doğru kaynaklardan öğrenebilmeliyiz ve güncellikten hiçbir zaman geri kalmamalıyız. Eğer geride kalarak düşünürsek ilerleyemeyiz. Unutmayın, biz çok zorlu durumlardan oluştuk ve gelişmemiz gereken tonlarca konu var. Gelişmiş bir ülke değiliz biz, "gelişmekte olan ülke" sıfatımız var. Objektif açıdan ele alan kaynaklardan çokça okumalıyız. Eğer bir görüşe sahip bir yazıyı okuyorsak, karşıt fikirli görüşü de okuyup karşılaştırmalar yapmalıyız. Kendimizi geliştirmeliyiz. Yabancı ülkelere göç etmek yerine, oralardan bilgileri, teknolojik yenilikleri öğrenip kendimiz için ve vatanımız için kullanmayı seçebilme mantığına gelebilmeliyiz. Tekrar söylüyorum. Artık askeri anlamda savaş en son plana atılan savaştır. Ekonomik savaş önemlidir. Milliyetçiliğin sadece asker olup vatan için ölmek olarak anlaşılan sığ düşüncenin modern toplumda yer edeceğini sanmıyorum. En sağlıklı gelişme teknolojik çağlara yetişmek için çabalanan gelişmedir. Ülkene bilimsel, teknolojik, eğitimsel anlamda yenilikler getirebilen birisi olursan da vatana katkıda bulunmuş olursun. Ki bence vatan için ölmenin anlamı da bu olmalı. Sömürgeci ülkeler bu gelişimsel açıkları çok iyi fark ediyor ve ekonomik tetikçiler rahatlıkla faal olabiliyor. Askeri anlamda iyi donanıma sahip olduğumuzu düşünsek de daha ne bilmediğimiz ekonomik tetikçiler kamufle olup işler yapabiliyorlar. Bu kitabın bana açıkçası yeni şeyler katmadığını düşünüyordum ilk başta. Çünkü ekonomi tarihinde bu tür şeylerin döndüğünü kolaylıkla fark edebiliyordum. Bu fikirlerimi kız arkadaşıma açıkladığımda; yanıldığımı, olayların iç yüzünü birincil ağızdan okuduğumu ve fikirlerimi genişletebileceğini söyledi. Ki öyle oldu, aynı zamanda bir ekonomik tetikçinin ilginç hayatına da empati kurabilme fırsatı yakaladım. Benim için yararlı bir reçete oldu bu kitap. Fikrimi genişlettiği için ona teşekkür etmek istiyorum. Sömürgeci ülkelerin modern dünyada yaptıkları bu modern savaşın iç yüzünü öğrenmek isteyenlere önerebilirim. Ancak şunu demeliyim ki, bu bir kaynak değil. Elbette, bazı ekonomik verilerin kaynakları bulunuyor, ancak fikrinizi düzenleyebilmek amacıyla verilmiş kaynaklar onlar. Bu kitabı okumaya karar verirseniz, öncesinde sömürgeciliğin (şirketokrasi) tarihine bir göz atmanızı tavsiye edebilirim. Unutmayın; bu dünya acılarla beslenir ve hiçbir şey göründüğü gibi saf değildir.
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
Bir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarıJohn Perkins · April Yayıncılık · 20043,303 okunma
··
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.