Okuduğum en ince ama en etkileyici kitaptı diyebilirim. Kitap da annesinin işlediği suçdan dolayı hapishanede kalmak zorunda olan küçük bir çocuğun yazdığı mektuplardan oluşuyor. Yüz sayfalık bir kitabın beni bu kadar etkileyeceğimi hiç düşünmemiştim başlarken. O dönemde yaşanan olayları bir çocuğun gözünden görmek çok hoş bir duygu. Okudukça keşke dedim hiç büyümeseydik, onlar gibi masum ve tarafsız kalabilseydik ve düşüncelerimizi onlar gibi ifade edebilseydik. Kitabın tarzı aslında Şeker Portakalı ve Küçük Prense benziyor ama henüz o kitaplar kadar tanınan bir kitap değil. Şaşırdığım bir nokta kitabın önsözünde “kitabın beyazperdeye gönül borcu var” yazıyor. Eğer filmi çekilmeseymiş bu kitap da birçok eser gibi kaybolup gidecekmiş yani. Mutlaka kitabı okumalı ve Barış’ı tanımalısınız. Israrla tavsiyemdir, keyifli okumalar...