Sevgi, merhamet, fedakârlık, feragat, sabır gibi ruhumuza ait kuvvetlerle, bedenden gelen, dünyayı darlaştırıcı, küçültücü şeytan çerisini kıralım. Ruhun büyük savaşında, ölünceye kadar sulh yoktur.
*
İkindi; anlayan için bedenin akşamı, ruhun fecridir. Sonra akşam gelir ki ruhun kuşluğu, yatsı ise ruhun öğlesidir. Gece yarısından sonra da ruhun ikindisi başlar ki, orada ikindinin sır dairesi tamam olur.
*
Sen kendinden umut kesmemişsen, bil ki, zamandan da umut kesilmez.
*
Doğacak her çocuk, Allah’ın yeryüzüne gönderdiği bir kurtuluş umududur.
*
Her olacak olanın bir vakti vardır. Yanmadan önce yanmayı öğrenmek gerek.
*
Fakat son sözü hep alınyazısı söyler.
*
Yakarışlar, pişmanlıklar tevbe belgeleri. Kalbiyle mühürlediği, yanmış ciğerlerinin kanını mürekkep gibi kullanarak imzaladığı belgeler.
*
Ruhun da tarımı vardır. Onda buğday, pamuk, gül ve lale yetiştiği gibi; karamuk, ayrık otu, afyon, tütün ve zakkum çiçeği de biter.
*
Zincire vurulamayan su! Ruhumu dinle! O da senin gibi zincire vurulmazdır. Sen, toprakla, cansızla canlı arasında bir köprüsün. Birini öbürüne götüren köprü. O da, hayvanla melek arasında ve yaratılanla yaratan arasında bir köprü.
*
Sabır, ruhun özlemine, kavuşma için verdiği mühlettir. Sabır, randevu saatini doğru tayin etmek demektir. Sabır, bir hoşgörü iznidir, ruhun umulan oluşa verdiği.
*
Müslüman, evinde bir ulu konuk varmışçasına dikkatli olan bir ev sahibidir.
*
Hazanı ve sonbaharı bilip düşünmeyen gül ve çiçek, bahardan da habersiz demektir.
*
Cehdet, ruhum, sen baharı yaşayasın, bahar seni değil; sen baharı tasarruf edesin, bahar seni değil.
*
Mahşere yabancı ve zıt her duygu ve tutku, her düşünce ve iş, senin için bir yak bağıdır, tutsaklık zinciri ve halkasıdır, kölelik mührü ve damgasıdır.
*
Kıyametsiz yaşamak, bu senin işin değildir.
*
Günah; mahşer ve kıyameti unutma, ya da hatırlamama boşluğundan yuvarlanan bir dalgınlığın meyvesidir. Memnu meyvesi.
*
Arkaya dönüp hilkati ve ileri bakıp kıyameti görünce ürperecek olan, imanın tılsımına ermiş demektir.
*
Sohbetin çileyle pekiştiği, ruh direncinin riyazetle sağlamlaştığı, kalbin ruhla desteklendiği, ruhun sırla aydınlandığı, gecenin gündüze döndüğü, gündüzün güneşleştiği bu yolar. Ah, yollar, bu yollar!